Sözlerine aynı zamanda Çorum’un da milletvekili olduğunu belirterek başlayan Milletvekili Necati Yılmaz, toplumun ciddi bir adalet sorunu bulunduğuna dikkat çekerken, 15 Haziran’da başlatılan ve milyonlarla İstanbul’da noktalanan Adalet Yürüyüşü ve ardından gerçekleştirilen Adalet Kurultayı’nın da bunun önemli bir göstergesi olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz Haziran ayında gerçekleştirilen Adalet Yürüyüşü ve ardından 26-30 Ağustos tarihlerinde Çanakkale’de düzenlenen Adalet Kurultayı ile ilgili detaylı açıklamalarda da bulunan Necati Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bundan 3 ay önce Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde gerçekleştirilen Adalet Yürüyüşü, ardından da 4 gün süren Adalet Kurultayı da gösterdi ki, hepimizin adalete ihtiyacı var.

Herkes için adalet şiarıyla Çanakkale’de gerçekleştirdiğimiz Adalet Kurultayı’nda 9 panel, 70’i aşkın çalıştay yaptık.

Parti olarak Adalet vurgusunu sürekli gündemde tutmakta kararlıyız. Ve bu sorun sadece CHP’nin değil, tüm demokrasi güçlerinin de sorunudur.

“ÖNÜMÜZDE 2019 SEÇİMLERİ BULUNUYOR”

Bu süreçte kollektif bir çalışma sergilemek zorundayız. Yaşadığımız adaletsizliklerden birisi de eğitimde yaşanan adaletsizliklerdir. AKP, devleti paralel dedikleri tarikatlarla birlikte kendi paralel devletini kuruyor.

2019 seçimleri bir prova faaliyetidir. Cumhuriyeti yıkmanın devamıdır. Müfredat değişikliği de bunun parçasıdır. Ve bu AKP devletinin müfredatıdır.

Cumhuriyetimizden Mustafa Kemal’in isimlerini sildiklerini biliyoruz.

Kadınları eve hapsetmeyi düşünüyorlar, çocuklarımıza da kendi ideolojilerini dayatıyorlar. Geleciğimizi teslim almak için yeni İmam Hatiplerle bunu şekillendirmek istiyorlar. Ve bu nedenle 2019’a giderken, toplumda büyük bir kutuplaşmayı körükleyerek, amaçlarına ulaşma gayreti içerisindeler.

Bu nedenle Hayır Cephesine düşen, AKP karşıtlığından ziyade birlikteliğini daha da pekiştirmek ve bunu daha da güçlendirmektir. Sandıkta kazanamadıklarını, iradesi rehin alınmış Yüksek Seçim Kurulu üzerinden gerçekleştirdiler.

2019 seçimlerine giderken, örgütlerimiz arasındaki birliğe daha da önem vermek zorundayız. 200 yıllık parlamenter düzeni ve 100 yıllık Cumhuriyetimizin bitmesiyle sonuçlanacak bir girişime müsaade etmemeliyiz.

“BİR DARBE SÜRECİNİN İÇERİSİNDEN GEÇİYORUZ.”

12 Eylül’de bile bu tür saldırılar olmamıştı. 12 Eylül’e rahmet okutan zor bir sürecin içerisinden geçiyoruz. Korkuyu baskı aracı haline getiriyorlar.

Asıl kendileri korkuyorlar. Gezi’de çok korktular. 7 Haziran seçimlerini kaybettiler. Baskı ve korku ile 1 Kasım seçimlerini aldılar. Bu korku sürüyor, bu korku üzerinden moral toplamaya çalışıyorlar. Aslında korkunun evi, zalimin yüreğidir.

Artık öyle yüzde 30-35 ile olmuyor, 50 artı bir gerekiyor. OHAL kararları ve baskılara rağmen 2019’a giderken, bu korku duvarını aşarak, hayır birlikteliğini daha da pekiştirip geliştirmek zorundayız, daha doğrusu buna mecburuz.

KHK, açığa alma, tutuklama ve cezaevlerine rağmen itirazımızı sürdüreceğiz.

Bu başkanlık rejiminin müfredatıdır. Bu nedenle 2019’u her platformda anlatmalıyız, bunun hepimiz için birer görev ve kaçınılmaz olduğunu görmek zorundayız.”

(Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim