Gençliğin sorunları karşısında çözümleri olmayanların tek çaresinin, sorunları görmezden gelmek olduğunu belirten Mustafa Gül, “Ancak bu tutum, gençliğin sorunlarını ve karşı karşıya oldukları kuşatılmışlığı ortadan kaldırmamaktadır.” dedi.
Türkiye halklarının emperyalizme karşı mücadelesinin en önemli simgelerinden birisi olan 19 Mayıs’ın, Türkiye gençliğine “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak armağan edilmiş olmasının önemine vurgu yapan Gül, “19 Mayıs her ne kadar yıllardır gençlere, genç kuşaklara övgüler dizilen bir gün olarak kutlansa da evde, okulda, üniversitede, işyerlerinde baskıcı ve otoriter uygulamalarla karşı karşıya kalmakta, gençliğin kendilerini özgürce ifade edebilmesinin önüne sürekli yeni engeller çıkarılmaktadır.” diye konuştu.
Gül, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu görüşleri dile getirdi:
“Türkiye’de gençlerin, gerek toplam nüfus içindeki, gerekse işgücü içindeki oranının yüksekliği patronların iştahını kabartmaya devam etmekte, gençlerin toplam işsizler içindeki payı sürekli olarak artmaktadır. TÜİK’in hane halkı işgücü anketlerine göre genç nüfustaki işsizlik oranı yüzde 19 iken, kadınlarda bu oran yüzde 23,6’ya çıkmaktadır.
Gençlik, ilkokuldan başlayarak idealist, gerici bir temelde örgütlenmiş olan, dünyayı gerçekte olduğu gibi değil, egemen güçlerinin onlara göstermek istediği gibi görmelerini sağlayan bir eğitim sistemi ile dünyayı tanıyarak işsizler ordusuna katılmaktadır. Bu durum, gençliğin eğitimsiz bırakıldığı, daha çocuk yaşta okuldan dışlandığı, üniversite kapılarının yoksul aile çocuklarına kapatıldığı gerçeğinin somut bir sonucudur.
Türkiye’de gençlik, bir bütün olarak, geleceksizliğin kendisine kader olarak dayatıldığı, işsizliğin kemirdiği, nitelikli bir eğitim olanağından yoksun, umutsuzluk içindedir. Toplumsal yozlaşma ve çürüme en çok gençleri etkilerken, gençlik eşit olmayan koşullara, geleceksizliğe mahkûm edilirken, önemli bir kısmı uyuşturucu, çeteleşme vb. etkenlere yöneliyor, hatta yönlendiriliyor.
Özellikle kentlerin yoksul kesimlerinde, eğitimsiz, yoksulluk içinde hayata atılan ve iş bulma olanakları son derece kısıtlanmış olan emekçi gençlik yığınları, her tür gerici, ırkçı, şoven propagandaya maruz kalmaktadır. Bunun yanında uyuşturucunun, adi suçların en açık hedefi yine gençlik olmaktadır. Son aylarda okullarda artan şiddet olaylarının kökeninde burada belirtilen nedenlerin etkisi yadsınamaz.
Bilim dışı, skolastik, dinsel motiflerle kuşatılmış, post modern popüler bir kültür saldırısı altında yaşayan geniş gençlik yığınları, mistisizm ve bilinemezciliğin baskısı altında karamsarlığa itilmekte ve gelecek beklentisi olmayan, sadece içinde yaşadığı anı önemseyen ‘bireyler’ haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Gençleri sınırsızca sömürülecek ‘kaynak’ olmaktan çok onları birey olarak tanıma, eğitim hakkından eşit ve parasız olarak yararlanmalarını sağlama, istihdam, iş güvencesi, sigorta vb uygulamaları hayata geçirme yönünde adımlar atılmadıkça, geleceğe yönelik karamsarlıkların önüne geçilmesi mümkün görünmemektedir.
Gençliğin geleceğe bakışında ortaya çıkan sorunlardan söz ederken, egemen güçlerinin gençliğin geleceğini karartan, onların enerjisini, yaratıcılığını her fırsatta sömüren, gençliğin dinamizmini denetimi altına alan ve onu düzenin temel parçası haline getiren politikaların terk edilmesi, gençliğin kendi geleceğini yine kendi mücadelesi ile şekillendirmesinin önünü açacak somut politikalara ve adımlara ihtiyaç olduğu ortadadır.
Eğitim Sen Çorum Şubesi olarak gençlerimizin aydınlık bir gelecek mücadelesinde yalnız olmadığını belirtiyor, emperyalizme karşı Türkiye halklarının verdiği mücadelenin lideri, cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyor, bütün gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyoruz.”
(Recep SERBES)