Anma programında konuşan Uğur Demirer, Uğur Mumcu’nun katledilmesinin üzerinden 22 yıl geçtiğini belirterek, Mumcu’nun bugünleri 25-30 yıl öncesinden gördüğünü anlattı. Mumcu’nun; ülkenin gerçek sorununun demokrasi sorunu olduğunu vurgulayıp, herkes için yaşam hakkının, herkes için demokrasinin bir zorunluluk olduğunu söylediğini kaydeden Demirer, Türkiye’nin A,B ve D planlarının olduğunu asla bir C planının olmadığını ifade eden Mumcu’nun bugünü ön gördüğü gibi görmenin mümkün olduğunu söyledi.
TBMM kendisini geçtiğimiz hafta yargının yerine koyduğunu belirten ADD Çorum Şube Başkanı Uğur Demirer, 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla yakalanan kasalar, para sayma makineleri ve yakalanan iş adamlarının, yasama tarafından aklandığını kaydetti.
Yasama-yürütme ve yargı erklerinin tek elde toplandığının görüldüğünü ve aslında diktatörlük altında yaşandığını söyleyen Demirer, ulusun birliğine, ülkenin bütünlüğüne ve bağımsız devletin tekliğine yönelik tehdit ve saldırıların içerden ve dışarıdan artarak devam ettiğini dile getirdi. Toplumsal barış ve ulusal dayanışmanın sarsıldığını, laik cumhuriyet ilkelerinin reddedildiğini ifade eden Demirer, “Atatürk ilkeleri inkâr ediliyor. Hukuka bağlılık, adalete saygı, yargıya güven son derece aşınmış durumda. Derslerimizde HSYK siyasal baskının etkisi altında kalmasın diye hâkimlerin ve savcıların atamasını yapar diye öğretiyorduk ama artık bunun ortadan kalktığını görüyoruz. Partizanlık yoğunlaşıyor, ahlak çöküyor inanç sömürüsü hızlanıyor ve yaygınlaşıyor. Eğitim bozuluyor, üniversiteler içine kapanıyor ve kavga ortamları haline geliyor günden güne ve dolayısıyla milletin vekilliğini de sorgulamak zorunlu hale geliyor. Olumlu olumsuz her şeyi ortaya çıkarmaya çalışan yargı yok sayılıyor. Kimlere hangi kuruma, hangi kurula ne kadar güveneceğimiz konusunda ciddi bir sıkıntı içerisindeyiz. Yani memlekette insanların ruh hali bozuldu. Gülümseyen insan yüzü göremiyorsunuz. Yapılanlar yasal düzenlemelerle yok sayılabiliyor. Mesela ayakkabı kutularından çıkan milyonlar yok. Mesela rezidansta ele geçirilen para sayma makineleri ve milyarlar yok. 700 bin TL’lik saat yok. Çikolata kutuları yok. Yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık yok. Eğer Uğur Mumcu olsaydı bunları takip etmek onun temel görevleri arasında olurdu.
Ama ben yine bu yürekte insanların çıkacağını düşünüyorum. Çünkü yok sayarak bir şeyi yok edemezsiniz. Memleketin gündeminde ne var? Bunlar yaşanırken memleketin gündeminde 6 yaşında çocuklarla evlenilebileceği konusu var. Birde Osmanlıca okuma yazma var. Osmanlı İmparatorluğu’nun miras bıraktığı okuryazar oranı erkeklerde yüzde 7, kadınlarda binde 4’tür. Ortalamaya böldüğünüzde yüzde 3 gibi bir rakam ortaya çıkıyor. Bugün ise yüzde 98’lerde okur yazar oranımız var. 1928 yılında yapılan alfabe devrimine bir karşı çıkış var. Osmanlıca, Arap harfleriyle Türkçe yazmak demektir ki bunun hiçbir anlamı yoktur. Arapça gibi kolay da okuyamıyorsunuz çünkü hareke olayı Osmanlıca da yok. O nedenle kalıpları ezberlemek zorundasınız. Mahalle mektebine 5 yıl giden bir çocuk okuma yazma öğrenemiyor Osmanlıca ile ya da bir kelimeyi 5 kişiye gösteriyorsunuz hepsi de 5 ayrı şekilde okuyor. Osmanlıca okursak, yerleşke ya da kampus yerine külliye dersek, üniversite yerine medrese dersek, profesör yerine müderris dersek, memleketin büyük oranda sorunu çözümlenmiş olacaktır. Cumhuriyeti 90 yıllık bir reklam arası görenler var. Adam sayıldı onlar. Kadınlar Cumhuriyet döneminde 2 kere adam sayıldı ve bunu bilmek durumundayız. Mirasta, tanıklıkta ve medeni kanunla birlikte kadına büyük önem verildi. Birde başkanlık sistemi dayatılmaya çalışılıyor. Siyasal dayatma yapılıyor. Barajı aşamayacağı önceden bilinen bir parti, meclise sokularak gerekli çoğunluk sağlandıktan sonra anayasa değiştirilerek başkanlık sistemi getirilecek” diye konuştu. Toplumda bir refleks kırılması yaşandığını belirten Demirer, ağır travmalara maruz kalanlarının reflekslerinin ortadan kalktığını, emperyalistlerin ağır travmayı psikolojik harple yaşattığını ve bir toplumun neye değer veriyorsa o değersizleştirilerek o ulusun ulusal bilinci, ulusal birliği ve ulusal değerlerinin erozyona uğratıldığını anlattı.
Cumhuriyete, tarihsel mirasa, bugünkü yurttaşlık hukukuna, yaşam biçimine sonuna kadar sahip çıkacaklarını anlatan Uğur Demirer, başta Uğur Mumcu olmak üzere çıkar çevrelerinin çıkarlarını yazdığı için şehit edilen, mafya, tarikat, siyaset üçgenindeki değerlendirmeleri sebebiyle katledilen basın emekçilerini buradan saygıyla andığını ifade etti. Programın ardından gençler tarafından sunum gerçekleştirilerek makale ve şiirler okundu.
(ÇORUM HABER)
Editör: TE Bilisim