Kılıç, “Çıkış noktası itibariyle anlamlı olan ancak zamanla sorumluluk alanının dışına çıkan ve sektörümüzde devletten aldığı destekle haksız rekabet yaratan TOKİ`nin temel felsefesi yeniden gözden geçirilmeli ve bugün devasa bir devlet şirketine dönüşmüş olan TOKİ özel sektörle rekabet yerine asli görevi olan "Dar gelirlilere konut üretme" amacına dönmeli, TOKİ inşaatları Yapı Denetim Yasası kapsamında denetlenmelidir” dedi.

İMO İl Temsilci, TOKİ ile ilgili yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:

“Kentleşmenin doğal bir sonucu olan konut sorunu, 1950’li yıllardan itibaren ülkemizin en önemli sorunlarından birisi olmuştur. Hükümetlerin bu sorunu planlı ve toplumcu bir anlayışla bütüncül biçimde ele almaması sonucunda, konut sorunu giderek büyümüştür. Siyasi iktidarın konut sorununu çözme işini havale ettiği TOKİ, gelinen süreçte en büyük sorunlardan birisi haline gelmiştir. Sınırsız yetkilerle donatılmış ve devasa bir şirket halini almış TOKİ, hem işlevi, hem işleyişi, hem de yaptığı işlerle “sorgulanır” hale gelmiştir. “Yoksulları ev sahibi yapma” iddiasıyla konut seferberliğine kalkışan TOKİ, kısa sürede bu iddiadan uzaklaşarak, orta ve üst sınıflara konut üreten bir “işletme”ye dönüşmüştür.

Güvenli yapıların olmazsa olmaz koşulu olan zemin, proje, malzeme ve yapı denetimlerinden muaf olan TOKİ tarafından yaptırılan binaların güvenliği de kaygı vericidir. Yapı denetimden muaf tutulan, vergi ayrıcalığı tanınan, hazine arazilerini kullanma olanağı sağlanan TOKİ, büyüyüp geliştikçe, inşaat sektörü genel anlamda durağanlaşmakta, çok sayıda inşaat firması ekonomik açıdan krize girmektedir.

TOKİ büyüyüp geliştikçe, inşaat sektörü genel anlamda durağanlaşmış, TOKİ’den iş alamayan irili-ufaklı çok sayıda inşaat firması ekonomik açıdan krize girmiş, sektör bileşenleri kaderine razı hale bir durumda bırakılmıştır.

TOKİ sistemi kilitlemiş, sektör bileşenlerini mağdur etmiştir. TOKİ’nin neden olduğu mağduriyet, yarattığı adil olmayan rekabet inşaat sektörünün önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Zaten uzun yıllardan bu yana belirgin bir kriz içinde bulunan sektör, TOKİ’nin yol açtığı sorunlar nedeniyle krizi daha derinlerde hissetmeye başlamıştır. İş alamayanların içine düştüğü ekonomik sıkıntılar bir yana, TOKİ’yle çalışan firmalar bile mağdur olmakta, TOKİ ile müteahhit firmalar arasında çıkan anlaşmazlıklar sık sık basına yansımaktadır. Neredeyse sınırsız yetkilerle donatılan TOKİ, büyük kentlerde arsa stoku oldukça sınırlıyken hazine arazilerinde konut projesini gerçekleştirmekte, özellikle değerli araziler üzerine lüks konut yaparak rant sağlamakta, işlerini vergilerden ve denetimden muaf sürdürmekte ve daha da önemlisi uyguladığı ihale sistemiyle bir kamu kuruluşu olmasına rağmen özel bir şirket gibi davranmakta, gücünü kamu kaynaklarından sağlamakta beis görmemektedir.

Halen ülke genelinde 1500’ün üzerinde şantiyesi olan TOKİ inşaatlarının denetimi müşavir firmalar aracılığıyla yapılmaktadır. Bu müşavir firmalarda yeterince mühendis istihdam edilmemekte, bir mühendis farklı kentlerde birden fazla işi üstlenmekte ve bu nedenle kamu eliyle yapılan yapılar yeterli mühendislik hizmeti alamamaktadır. Hükümet kendi ürettiği yapıları kendi çıkardığı Yapı Denetim Yasası ile denetlettirmemektedir.

"Dar gelirlilere konut üretme" anlayışıyla oluşturulan ancak iktidar hükümetleri döneminde sınırsız yetkilerle donatılan ve yapı güvenliği için vazgeçilmez olan birçok denetimden muaf tutulan TOKİ, büyük bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Çıkış noktası itibariyle anlamlı olan ancak zamanla sorumluluk alanının dışına çıkan ve sektörümüzde devletten aldığı destekle haksız rekabet yaratan TOKİ`nin temel felsefesi yeniden gözden geçirilmeli ve bugün devasa bir devlet şirketine dönüşmüş olan TOKİ özel sektörle rekabet yerine asli görevi olan "Dar gelirlilere konut üretme" amacına dönmeli, TOKİ inşaatları Yapı Denetim Yasası kapsamında denetlenmelidir.

Siyasi İktidarın başlattığı konut seferberliği ne kadar evsizi ev sahibi yaptı bilinmez ama TOKİ’yi Türkiye’nin soru işareti taşıyan sorunlu kurumları arasına yerleştirdiği açık. Son beş yılda TOKİ; gerçekleştirdiği konutlar, altyapı yatırımları, lüks konutlara verilen ağırlık, yoksullara kalitesiz konut yapılması, ağırlıkla siyasi iktidar yakın sermaye gruplarına verilen büyük bütçeli işler, denetimden muaf tutulması ve tarifsiz ve sınırsız yetkiyle donatılması, yarattığı haksız rekabet ve benzeri nedenlerle çok tartışılan bir kurum olmuştur.

İnşaat Mühendisleri Odası, konut sorununu gerçek anlamda bir barınma sorunu olarak görmekte ve kamu idaresinin ilgili kurumlarının bu yaklaşıma uygun çalışma yürütmesi gerektiğini savunmaktadır.

Sonuç olarak, konut üretimi dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde kamunun işi değildir. Madem gelişeceğiz zaten sınırlı talebin olduğu bu sektörde kamu eliyle konut üretimine bir son verilmesi sektörün devamlılığı açısından önemlidir.

Çorumlu mimara, mühendise, esnafa ve işçiye hiçbir yarar sağlamadan konut yapıp bu konuta yapılacak olan yol, kanalizasyon, su hattı gibi hizmet giderlerinin tüm vatandaşlara ödettirilmesini kabul etmiyor ve Çorum’da TOKİ’nin proje üretmesini uygun bulmuyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim