Çorum Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen konferansta konuşan Gazeteci-Yazar Levent Gültekin, Türkiye’nin bir beka sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirterek, oluşturulmak istenen tek adam sisteminin ülkeyi yıkıma sürükleyeceğini dile getirdi.

Türkiye’nin önemli bir kavşakta bulunduğunu kaydeden Gültekin, “Referandum sonucundan ‘evet’ veya ‘hayır’ çıkması ‘oh kurtulduk’ anlamına gelmiyor” dedi.

Anayasaların bir ülkede toplumun bütün kesimlerinin hakkını garanti altına alan hukuki metinler olduğuna dikkat çeken Gültekin, “Böyle bir anayasayı biz Türkiye olarak şu ana kadar göremedik.  Anayasalar toplumu bir arada tutan çimento gibidir. Yapılmak istenilen değişiklikle birlikte sadece bir kişi garanti altına alınmak isteniyor” şeklinde konuştu.

Dünyada bütün yetkilerin tek bir kişiye verildiği ve halen ayakta kalmış bir ülke bulunmadığını vurgulayan Gültekin, “Referandumdan “evet” çıkması halinde tek bir kişi sadece kararnamelerle bu ülkeyi yönetebilecek. Tek başına ‘OHAL’ ilan edebilecek. Tek başına ‘ben şunu bakan atadım’ diyebilecek. Yapılmak istenen değişiklikte ne soru önergesi var ne de gensoru var.  Cumhurbaşkanı’na ‘yanlış yapıyorsun’ diyebilecek bir merci yok. ‘Sayın Cumhurbaşkanı siz bunu niye yaptınız’ diye sorma hakkınız yok” ifadelerini kullandı.

“PARTİ DEVLETİ KURULMAK İSTENİYOR”

Ülkenin parti devletine dönüştürülmek istediğini kaydeden Gültekin, konuşmasında şunları söyledi:

“Bir insana bu kadar yetki vermek aslında o insana büyük kötülük yapmak anlamına gelir. Siz bütün şirketin yetkisini, evinizin, tarlanızın tapusunu bir insana verir misiniz?

Tek adam rejiminde hiçbir ülke ayakta kalmaz. Başkanlık sisteminde parlamento vardır, kuvvetler ayrılığı vardır, yargı bağımsızlığı vardır. Bunların sisteminde ise bunların hiçbiri yok. O nedenle tek adam sistemi ülkeyi yıkıma götürür. Tek adam sisteminin kurulduğu fakat ayakta kaldığı bir ülke yok.”

“TÜRKİYE ZOR BİR VİRAJDA”

Gazeteci-Yazar Levent Gültekin, Türkiye’nin zor bir virajdan geçtiğini belirterek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün bir neden değil, sadece sonuçtur. Türkiye son 100 yılını, inançlar, etnik kökenler, ideolojiler yüzünden geçen tartışmalarla harcadı. Toplumda duygu birliğini kurmak, ötekinin dilinden anlamak çok önemli. Siyasiler, bu toplumun arasındaki yapay itlaflardan yararlanarak bu ülkeye ve topluma kötülük yaptı. Korkunç bir siyasi paradigmanın malzemesiyiz. Siyaseti inanç, mezhep ve etnik köken düzleminden çıkarmamız lazım” dedi. Gültekin, Türkiye’nin “evet”e ve “hayır”a sıkıştırılamayacak kadar felaket bir durumda olduğunu söyleyerek konuşmasını tamamladı.”

(Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim