Türkiye'de tarımsal öğretimin 10 Ocak 1846 tarihinde İstanbul Yeşilköy'de bulunan Ayamama Çiftliği’nde o zamanki adı ile Ziraat Mektebi’nin açılması ile başladığını belirten Ceylan, “19. yüzyılın sonlarına doğru tarımın geliştirilmesi için çeşitli ünlemler alınırken, bunları uygulayacak ziraatçılara da ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır. Bu amaçla 1891 yılında Halkalı Ziraat Yüksek Okulu açılmıştır. O dönemde değişik illerde ziraat mektepleri de kurulmuştur. Halkalı Ziraat Yüksek Okulu 1928 yılına kadar eğitim öğretimini sürdürmüştür. 1930 yılında Ankara Yüksek Ziraat Okulu açılmış, üç yıl sonra bu okul Yüksek Ziraat Enstitüsüne dönüştürülmüştür. 1948 yılında Ankara. 1955 yılında Ege, 1958 yılında Erzurum, 1967'de Çukurova üniversiteleri bünyesinde Ziraat Fakülteleri açılmıştır” dedi.

Çok geniş bir çalışma alımına sahip olan ziraat mühendislerinin birçok mühendislik disiplinini bünyesinde taşımak zorunda olduğunu kaydeden Ceylan, açıklamasında şunları dile getirdi:

“Ziraat Mühendisinin çalışma alanı sadece bitkisel ve hayvansal gıda üretimi ile sınırlı değildir. Endüstriye hammadde temininden, biyodizel gibi tarımsal kaynaklı enerji üretimine, hatta küresel ısınmanın kontrol allına alınmasına kadar pek çok bakımdan Ziraat Mühendisliği önem taşımaktadır. Kullanılmakla olan fosil kaynaklı yakıtların bitkisel kökenli olduğu, yine hastalıkların büyük bir bölümünün beslenme kaynaklı olduğu da göz ardı edilmemelidir.

Yaşanan iklim değişiklikleri, azalan üretim ve artan nüfus, tarımsal ürünlere olan talebi arttıracak, dünya tarımsal üretiminin artırılamaması durumunda ciddi sıkıntılar ve fiyat artışları yaşanacaktır.

Bilimsel bir üretim ve verimlilik için /orunlu olan bilgi ve tekniğin, bu bilgileri özümlemiş teknik elemanlar aracılığıyla çiftçiye aktarılması süreci son derece önem arz etmektedir. Bilgi çağı olarak tanımlanan son dönemde geçimini tarımdan sağlayan insanların bilgi gereksinimlerinin giderek arttığını ve çeşitlendiğini görmekleyiz. Bilgi yaşamın her alanında belirleyici bir rol oynamakladır. Çiftçiyi bilgi ile buluşturan, bir bakıma çiftçi ile bilgi ve teknik arasında köprü vazifesi gören Ziraat Mühendislerine günümüzde daha çok ihtiyaç duyulmakla ve Ziraat Mühendislerinin görev ve sorumlulukları ile Ziraat Mühendisliğinin önemi daha da artmaktadır.

Gelecek nesillerin sağlıklı yetişmesi tarım sektöründe yer alanların sorumlulukları arasındadır. Halkımıza yeterli ve sağlıklı gıda sunmak en önemli görevimizdir. Tarım her geçen gün artan oranda önem kazanmakladır. Tarım sektöründe çalışanların yükü ağır, sorumluluğu büyüktür.

Son yıllarda tarımda ve meslektaşlarımızın İstihdamı ve çalışma şartlarında olumlu gelişmeler olmakladır.

Tarımın hukuki ali yapısının hazırlanması konusunda; 2006 yılında çıkarılan 5488 sayılı Tarım Kanunu, 5403 Sayılı Toprak Kanunu, 2005 yılında çıkartılan 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ve Milli Tarım Projesi önemli birer gelişme olarak görülmektedir.

Bu duygu ve düşüncelerle Zirai Öğretimin başlamasının 171. Yıldönümünün Türk tarımına, mesleğimize ve meslektaşlarıma hayırlar getirmesini dilerim.”

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim