Hükümet, bu yetkilendirmeyle, gümrük vergilerini aşağı çeken daha önceki kararnamede yapılan hatayı düzeltme yoluna gittiğini kaydeden Aras, bu kararın da çiftçiye yeni bir darbe olduğunu ifade etti. TMO ve ESK'ya ithalat yetkisi verilmesinin, piyasaların gerektiğinde hem üretici hem de tüketici lehine regüle edilmesinde öteden beri kullanılan bir araç olduğunu söyleyen Mehmet Akif Aras, böyle bir yetkinin hasat döneminin ortasında verilmesinin regülasyon tekniği açısından son derece yanlış olduğunu anlattı.

Bu yetkinin hasattan çok sonra genellikle fiyatların anormal düzeyde yükselmesi söz konusu olduğu zamanlarda fiyatın düşmesi amacıyla verildiğini, çoğu zaman da bu yetkilerin ithalat yapılacağı anlamına gelmediğini ifade eden Aras, “Bu, spekülatörlere ve muhtemel spekülasyonlara karşı kamu gücünü kullanma yetkisidir. Gelin görün ki yaptığı ilk hatayı düzeltmeye çalışan hükümet bunu da ağzına yüzüne bulaştırmış, çiftçi aleyhine sonuçlanmasına neden olmuştur. Bu, iyi niyetle yapılmış olsa bile manipülasyona açık böyle bir konuda gerekli bilgilendirme ve aydınlatmalar yerinde ve zamanında yapılmamıştır. Bu, acemi birisinin suni teneffüs yapmaya çalışırken kazazedenin ölüm riskini daha da artırması gibi bir şeydir.

Hububat üreticisinin, 2003 yılından bu yana alın terinin karşılığını alamamaktadır. O tarihlerde 1 litre mazot almak için 2,5 kg buğday satan çiftçilerimiz, bugün yaklaşık 5 kg buğday satmak zorundadır. Hububat üreticileri, AKP hükümetleri döneminde sürekli satın alma gücü kaybına uğramıştır ve hububat fiyatları çoğu zaman enflasyonun altında kalmıştır. Hükümet, gıda fiyatlarının her yükselişinde hep ithal silahını kullanmıştır, buna karşın her seferinde fiyatlar düşme yerine daha da yükselerek geri dönmüştür.

İthalatı üretimin alternatifi görmek AKP hükümetlerinin genel yaklaşımı olmuştur. Bugün de maalesef aynı şeyi yaparak farklı sonuç beklendiğini görmek Türk tarımı adına üzücü bir durumdur. Gıda fiyatlarında yaşanan öngörülemeyen artışların sebebini, gıdanın hammaddesi olan tarım ürünlerinin fiyatlarında arayan Hükümet fevkalade yanlış bir yoldadır. Hükümet, ithalatı üretimin alternatifi görme anlayışından vazgeçmeli ve piyasa temelli çözüm politikaları yerine bir an önce tarımın yapısal sorunlarına yönelik çalışmalara hız vermelidir. Başta mazot, gübre, elektrik, tohum ve finans olmak üzere girdi maliyetleri düşürülmeli ve dünya girdi maliyetleriyle uyumlaştırmalar sağlanmalıdır. TMO bir an önce Tarım Ürünleri Müdahale Kurumu haline dönüştürülmeli, fiyat istikrarının sürdürülebilir kılınması için de vadeli işlemler ve lisanslı depoculuk faaliyetleri etkinleştirilmelidir” dedi.

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim