Açıklanan oranların hükümetin sunduğu ekonomik hedeflere uyumlu olmadığını ifade eden Yıldız, “Hükümetin teklifi, faiz oranlarındaki düşmeyi, kurdaki hareketi, elektrik, doğalgaz ve bazı temel ürünlerdeki yükselişi doğrulamıyor. Toplu pazarlık masası, sadece maaş ve ücret zamlarıyla sınırlı bir pazarlık masası değil, masada; haklar, sosyal yardımlar, özlük hakları ve çalışma şartları da pazarlığın kapsamında değerlendiriliyor” ifadelerini kullandı.

Yapılan tekliflerin ne kabul edilebilir ne de anlaşılabilir olduğunu belirten ve kabul edilemez olduğunu söyleyen Ali Yıldız, “5. dönem toplu sözleşme görüşmeleri, 1 Ağustos günü gerçekleştirilen ilk oturumla başladı. 16 Ağustos’ta kamu işveren heyeti, masaya ilk teklifini sundu. Kamu işvereni, görüşmelerin 16 gününde, bizim tekliflerimizin kendisine iletilmesinden tam 22 gün sonra masaya teklif sundu. Kamu işverenin toplu sözleşme masasına sunduğu ve kamuoyuna duyurduğu teklif, gecikmeyi unutturacak kadar vahim bir içeriğe ve eksikliklere sahip. Kamu İşvereninin teklifi, ‘teklif gecikti’ siteminin ve tepkisinin ötesinde ‘teklif geçiştirildi’, ‘masa önemsizleştirildi’ ve ‘alın terimiz değersizleştirildi’ tespitlerini ifade etmeyi ve buna dayalı tepkileri hayata geçirmeyi hem gerekli hem de haklı hale getirmiştir. Toplu sözleşme sürecine dair sitem ve tepki cümlelerinin sayısının ve dozunun yükselmesi, kamu İşvereninin masaya geç teklif sunma gayretinin ve sunduğu teklifin garabetinin semeresi olarak görülmelidir. Kamu İşveren Heyetinin geç kalmış ve geçiştirmeye odaklanmış teklifinin içeriğinde, bize teklif edilmesi bir tarafa masanın çevresinde dahi terennüm edilmemesi gereken oranlar ve rakamlar yer alıyor. Hükümetin masaya sunduğu ilk teklif, ‘Güçlü Türkiye imkansız’, ‘Büyük Türkiye anlamsız’ ve ‘Yeni Türkiye gereksiz’ fikri sabitinde debelenenler dışında hiç kimsenin aklına yatmaz, gönlünü rahatlatmaz. Hükümet, bu teklifin, yeni, büyük ve güçlü Türkiye hedeflerini ve gerçeklerini yok sayanlara can suyu vermek, kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeme kararından da açıkça vazgeçmek olduğunu görmelidir. Daha da önemlisi Hükümet, kalkınmayı önemsediğine, adaleti öncelediğine dair ispatı ve icraatı, toplu sözleşme masasına sunduğu yeni teklifle hem teyit hem de tescil etmelidir. Memur-Sen Konfederasyonunun ve yetkili sendikalarımızın toplu sözleşme teklifleri, teşkilatımız, üyelerimiz ve kamu görevlilerimiz tarafından duruma uygun, çözüme matuf,içeriği makbul, maliyeti ve mahiyeti makul teklifler olarak kabul gördü. Bu kabule rağmen, Kamu İşvereninin 24 Temmuz’da sanki kendisine hiç teklif sunulmamış, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarına, demokratik ve sendikal haklarına, özlük hakları ve çalışma şartlarına dair tekliflerinden bi haber kalmış bir profil çizmesini ne kabul edilir ne de anlaşılır bir tutumdur” dedi.

Memur-Sen Çorum İl Temsilcisi Ali Yıldız yapılan teklifin makul değil malul bir teklif olduğunu söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti:

“Hükümetin masaya sunduğu 2020 ve 2021 yıllarında maaş ve ücretlere yansıtılacak artışlara ilişkin teklifini hatırlayalım. 2020 için yüzde 3,5 + yüzde 3 ve 2021 için yüzde 3 + yüzde 2,5 oranında artış yansıyacak. Bu oranlar, hükümetin açıkladığı ekonomik hedeflerle uyumlu değil. Bu oranlar, hükümet tarafından deklare edilen enflasyon tahminleri ve beklentilerine uygun değil. Hükümetin teklifi, faiz oranlarındaki düşmeyi, kurdaki aşağı yönlü hareketi, elektrik, doğalgaz ve diğer bazı temel ürünlerin fiyatlarındaki yukarıya yükselişi doğrulamıyor ve aksine yok sayıyor. 5. Dönem Toplu Sözleşme masasına dün itibariyle sunulan Kamu İşvereni teklifi, “kamu görevlilerine büyümeden pay vermeme haksızlığı” sona ermesi gerekirken aksine “kamu görevlilerine bütçeden pay vermeme hastalığı” eklenme çabası olarak da görülebilir. Memur-Sen Çorum il temsilciliği olarak ilimizdeki Memur-Sen teşkilatlarıyla birlikte toplu sözleşme sürecini yakından takip etmeye, bizleri memnun edecek her konuda destek, üzecek ve gerecek her konuda tepki vermeye hazır olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Diğer taraftan ilimizdeki parti yöneticilerinin, belediye başkanlarının özellikle iktidar partisine mensup milletvekillerinin toplu sözleşme noktasında sorumluluk almalarını Hükümet kanadına yönelik baskı ve beklenti iradesi oluşturmak noktasında bizlerle birlikte hareket etmeleri çağrısında bulunuyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim