Yaşanan birçok sorun var iken, toplantı salonunda Cumhurbaşkanı’nın fotoğrafının olmaması üzerine yorum yapılmasını ve siyasi miting gibi konuşulmasını dehşetle takip ettiklerini kaydeden Çabuk, “Öncelikle Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘Rahmetli ilk cumhurbaşkanımız' olarak isimsizce telaffuz edilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Kuşkusuz Atatürk ve sonrasındaki tüm Cumhurbaşkanı ve Başbakanlarımız bu ülkenin değeridir. Ülkemizin her değerine saygı duymak ve gerektiğinde teşekkür edebilmek ise erdemdir” dedi. 
Bir yandan kutuplaştıran diğer yandan takiye yapmaya devam eden siyaset anlayışının düne kadar kendilerinin yanlış bulduğu konuları bugün kutsayarak, kraldan çok kralcılık yaparak, siyasetteki psikolojik baskı dozunu artırmaya devam ettiğini belirten Çabuk, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“Bu söylemler sivil toplum kuruluşlarını bir kamu kuruluşu gibi görme anlayışının tezahürü değil midir?
Hem Cumhurbaşkanı, hem bir siyasi partinin genel başkanı, farklı düşüncelerle her türlü yoldan kendi anlayışlarını topluma dikte etme kabule zorlama değil mi? 
Oysa sendikalar renklerini sarartmadan temsil ettikleri işçilerinin haklarını ve hukukunu korumak için mücadele eden kıyasıya kendi haklarını yönetenlere karşı savunacak kurumlar değil midir?
Sivil Toplum Kuruluşları siyasetçilerin yan şubesi elbette değildir ve olmamalıdır. Belediye Başkanımızın kullandığı ifadeler onca yılın sonunda bir şekilde saflarına kattıkları bazı STK'lar gibi kalanları da yanlarına alma düşüncesinin bir tezahürüdür. Zira ifade hürriyeti, bağımsız yöneticiler ve olumsuz eleştiriler artık kabul edilmemektedir.
Her geçen gün kan kaybeden Çorum ekonomisi ve dışarıya göç veren Çorumlu beyinler için çözüm üretip çaba harcanması gereken yetkililerin, dile getirdiklerinin ve uğraşlarının güncel sorunlardan ne kadar uzak olduğu ortadadır.
İktidar partisi eski vekillerimizden Sn. Salim Uslu’nun, seçilmiş vekil olmasına rağmen parti içinde sözlerinin dinlenmediğini etkisiz eleman yapıldıklarını (Çorum Şeker fabrikasının özelleştirilmesi sürecinde) kendi diliyle ikrarını da basın üzerinden üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Bu durum hâlâ iktidar partisinin içinde bulunarak ve parti politikalarının sözcülüğünü yapmaları geleceğe yönelik kendilerine olan güveni tamamen ortadan kaldırmaktadır.
Geçmiş dönemde yapılan başarılı işlerin bir şekilde iktidarın mucizesi olarak değerlendirilmesi yapılır iken geçmiş dönemde yapılan yanlışların, hukuksuzlukların, haksızlıkların hiçbir şekilde sorumluluğunu kimse sahiplenmiyor.  Artık mevcut iktidar yetkililerinin geldiği durum iki ileri bir geri durumu bile değil.
Türkiye Cumhuriyeti'nde hizmet veren hiçbir sivil toplum kuruluşunun herhangi bir siyasi parti veya lidere bağlı kalması, biat etmesi kesinlikle ve kesinlikle kabul edilemez. İlke ve değerler konusunda gerekli özgürlüğün tanındığında tüm sivil toplum kuruluşlarının daha değerli ve daha başarılı işler yapacağı konusunda hiçbir tereddüdümüz yoktur. Bu kapsamda Hizmet-İş sendikasının yeni yönetimine de başarılar diliyoruz. 
Demokrasi, her seçilenin her konuya müdahil olduğu bir siyaset modeli değildir. Bu bağlamda Deva Partisinin yönetim anlayışında hiçbir sivil toplum kuruluşu, hiçbir zaman, hiçbir parti veya liderin gölgesinde değil, sadece ve sadece yüce Türk Bayrağı altında özgürce hizmet edecektir.” (Haber Merkezi)
 

Editör: TE Bilisim