Umut Radyo’da Av. Doğan Öksüz’ün hazırlayıp sunduğu “Referandum Gündemi” programına katılan Av. Ahmet Özdel ve Av. Burçin Solmaz Polat, “temel bir rejim değişikliğinin” öngörüldüğünü bildirdi.

Halkın büyük bir çoğunluğunun oylanacak olan anayasa değişikliğinin içeriği hakkında sağlıklı ve yeterli bir bilgiye sahip olmadığını belirten Av. Özdel, “Biz basit bir sistem değişikliği gerçekleştirilme arzusunda olunduğuna inanmıyoruz. Çünkü her ne kadar adı Cumhurbaşkanlığı sistemi olsa da bu kendine has özellikler taşıyan bir başkanlık sistemidir” dedi.

Özdel, getirilmek istenilen başkanlık sisteminin unsurlarını içerisinde taşımadığına dikkat çekerek, “Yürütülen kampanya ile halkı ikna etmek için ismine Cumhurbaşkanlığı adını veriyorlar. Getirilen anayasa değişikliklerinin hiçbir maddesini konuşmayıp açıklamıyor, halka anlatmıyorlar. Genel söylemler kullanıyorlar. Örneğin tek vatan, tek millet, tek bayrak, güçlü Türkiye, ekonomik patlama, refah gelişimi gibi. Oysa getirilen 18 maddenin içinde tek vatan, tek millet, tek bayrakla ilgili bir tek madde yok. Ya da aksi yönde bir madde de yok” şeklinde konuştu.

“YARATILMAK İSTENEN, YARGININ, YASAMANIN TEK ELDE TOPLANDIĞI BİR REJİMDİR”

Programda Av. Ahmet Özdel, yaratılmak istenenin yargının yasamanın tek elde toplandığı bir rejim olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Bu rejim, aslında başkanlık rejimi bile değildir. Bir diktatörlük rejimine doğru bir eğilim taşıması hepimiz açısında sakıncalıdır. Bu yapılmak istenen değişikliğin mimarlarından Anayasa Hukuku Profesörü Burhan Kuzu bu yıl Şubat ayında yayınlanan kitabının 14. sayfasının son paragrafında açıklıyor. Diyor ki; ‘Dünyada üç hükümet modeli uygulanmaktadır.’ Bu modelleri sayıyor. Sonra da ekliyor; ‘Başkanlık sistemini daha başta kurarken temel özelliklerinden uzaklaştırırsak o sistemin başarılı olma şansı çok zordur. Nitekim Kuzey Amerika’dan bu başkanlık sistemini taşımak isteyen Güney Amerika ülkeleri temel ilkelerini değiştirdiklerinden başarılı olamamıştır. Örneğin başkana kanun hazırlama imkânı ile gerektiğinde parlamentoyu dağıtma yetkisi tanınmıştır. Böyle bir sisteme başkanlık sistemi denilemez. Bu nedenle burada uygulanan sisteme ‘başkancıl’ sistemler denilmektedir. Keza Arap dünyasındaki bir bir devrilen diktatörlükler ile Türk dünyasında örnekleri çokça görülen sistemlerde başkanlık sistemi değildir.’

Burhan hocanın burada vurguladığı iki temel kıstas var. İlki başkana kanun çıkarma yetkisi verilmesi. İkincisi ise parlamentonun fesih yetkisinin verilmesidir. İşte 16 Nisan’da oylanacak olan referandumda bu iki madde de Cumhurbaşkanına verilmektedir. Cumhurbaşkanı parlamentoyu fesih etme yetkisine sahiptir. Ve kararnameler yoluyla kanun niteliğinde düzenlemeler yapma yetkisine sahiptir. O halde bu basit bir sistem değişikliği değil, temel bir rejim değişikliğidir.”

(Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim