Bayraktar, yaptığı açıklamada, Karadeniz Bölgesi ile ilkbahar geç donları nedeniyle İç Anadolu Bölgesi haricinde Türkiye’nin her bölgesinde yaşam bulan bademin, verimsiz, çorak, taşlı, atıl arazilerde, son derece düşük su ihtiyacıyla rahatlıkla yetişebildiğini belirtti. Bundan dolayı fındıktan sonra büyük alanlarda yetiştirilebilecek, getirisi ve ihracat potansiyeli yüksek sert kabuklu meyve olabileceğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Badem alanları son 10 yılda 3,5 katına çıktı. Üretim alanı 2004 yılında 78 bin dekardı. 2008 yılında 100 bin, 2011’de 200 bin dekarı geçti. 2014’de 270 bin 203 dekara çıktı. Üretim, 2004’de 37 bin tondu. 2013’de 82 bin 850 tona yükseldikten sonra, geçen yıl 73 bin 230 tona indi. Geçen yıl hariç üretim 2006’dan beri artıyor. İklim koşulları neticesinde geçen yıl ağaç başına verimin 16-17 kilogramdan 13 kilograma düşmesi nedeniyle üretimde azalma oldu.
Ülkemizde, Datça yöresindeki üretimiyle bilinen Datça bademinin üretimi, ABD’de ıslah edilen çeşitlerinin devreye girmesiyle giderek yaygınlaşıyor. Verilen destekler nedeniyle, çiftçilerimiz, çok fazla para harcamadan bahçe kurarak, bir dekardan diğer ürünlerden elde edilen gelirin 2-3 katını kazanabiliyor. Çiftçilerimiz, atıl bıraktıkları taşlı, boş ve kıraç arazilerinde badem üretebilirler.”
Ayrıca, badem yetiştiriciliğinin süneyle mücadelede sağladığı kolaylık açısından, buğday üretimini de olumlu etkilediğine dikkati çeken Bayraktar, “badem ağacı süne zararlısının konukçu ağacıdır. Badem ağacının salgıladığı nektarin süne zararlısının kendine çeker. Kabuklarının arasındaki parazitler ile süne zararlısını yok eder.”
Anadolu’nun bademin gen kaynağı olmasına karşın Türkiye’nin üretimde, ABD, İspanya, İran, Fas, Suriye, İtalya ve Yunanistan’ın ardından 8’nci sırada yer aldığını belirten Bayraktar, dünya badem üretiminin 2,9 milyon tona ulaştığını vurguladı.

“AĞAÇ BAŞINA VERİM BİZDE 11-17 KİLOGRAM, ABD’DE 50 KİLOGRAM”
Ülkemizde ise badem yetiştiriciliğinin, gerekli altyapı çalışmalarının yapılmamış olması nedeniyle, henüz istenilen düzeye gelmediğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ülkemizde ağaç başına ortalama badem verimi yıllara göre 11 ile 17 kilogram, ıslah edilmemiş yerli bademlerde 5-10 kilogram arasında değişirken, Amerikan bademinde verim 50 kilograma kadar çıkmaktadır. Yüksek verime ulaşmış ABD, dünya badem ihracatının yüzde 60’ını karşılamaktadır.
Bademin anavatanı olmamıza, hemen her bölgemizde milyonlarca yabani badem ağacı bulunmasına rağmen, son 5 yılda 89 bin 361 ton badem ithal ettik. İhracatımız aynı dönemde 33 bin 216 tonda kaldı. Yıllık ortalama ithalat 17 bin 872 tonu, ihracat ise 6 bin 643 tonu geçiyor. 2010-2014 döneminde 311,9 milyon dolarlık badem ihraç ederken, ithalat 399,2 milyon doları buldu. Buna göre, yıllık ortalama badem ihracatımız 62,37 milyon dolarken, ithalat 79,84 milyon dolara ulaşıyor. Bu bize yakışmıyor. Badem yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması, verim ve üretimin artırılması için,
Badem üretiminde çeşit standardizasyonu sağlanmalı,
Standart ve kaliteli çeşitlerden elde edilen fidanlar üreticiye ulaştırılmalı,
Kapama bahçe kurulması teşvik edilerek desteklenmeli,
İhracat potansiyelini arttırmak için dış pazarlara yönelik çalışmalara önem verilmeli,
Badem üreticisinin girdi ihtiyaçlarının karşılanması için destekler zamanında ödenmeli,
Gübre, mazot, toprak analiz desteğinin yanı sıra prim desteği ya da fındıktaki gibi alan bazlı destek verilmeli,
Üreticimizin, ürününü değerine pazarlayabilmesi, kaliteli ürünün her an piyasada bulunabilmesi için lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsaları hayata geçirilmeli,
Bademin, mekanizasyon yoluyla el değmeden sağlıklı koşullarda işlenerek iç badem olarak pazarlanması sağlanmalı.”
Getirisi yüksek, sanayide de kullanımı yaygın, şifa kaynağı olan bademin, pazarlama sorunu bulunmadığını belirten Bayraktar, “yabani badem ağaçları aşılanır, modern badem bahçeleri kurulursa, üretim olağanüstü hızla artar ve Türkiye fındık gibi değerli bir ihraç ürününe kavuşur” dedi.
(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim