Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. bünyesindeki Çorum Şeker Fabrikası ihalesinin nihai pazarlık görüşmelerinin 9 Nisan 2018 tarihinde yapıldığını ve açık artırmanın sonunda en yüksek teklifin 528 milyon lira ile Safi Katı Yakıt Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından verildiğinin belirtildiği açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“Özelleştirme çalışmalarının ülkemiz pancar şekeri sanayinin geleceğini belirsizleştireceğini ve yakın gelecekte hem şeker pancarı hem de şeker üretiminde bir kaosa neden olacağı endişesini kuvvetle yaşamaktayız. Pancar üreticilerinin temsilcileri olarak bizleri endişeye sevk eden en önemli hususu ise; ihale şartnamesinde yer alan hüküm gereği özelleştirilecek 14 fabrikada şeker üretiminin beş yıl süre ile devam ettirilmesi zorunlu tutulmuş olsa da öngörülen cezanın caydırıcı olmaması nedeniyle üretimin sürdürülüp sürülmeyeceği tümüyle bu fabrikaları alan kişilerin inisiyatifine bırakılmış olmasıdır. Bu anlamda şeker fabrikalarının özelleştirilmesini düzenleyen şartname hem şeker hem de pancar üretiminin sürdürülebilirliğini güvenceye almaktan yoksundur.

Ayrıca beş yılsonunda fabrikaların kapatılmasında herhangi bir engel olmadığı gibi, fabrika arazisi değerinin fabrika maliyetinin üzerinde olduğu durumlarda arazi spekülatörlerinin faaliyet konusu haline gelmesi veya bu kotayı NBŞ üreten fabrikaların satın almasının önünde hiçbir engel yoktur. Böylece; beş yıldan sonraki süreçte fabrikaların kapanması dolayısıyla ortaya çıkacak olan pancar şekeri açığı doğrudan NBŞ tarafından doldurulacak, sağlıklı olmadığı tüm dünya da ısrarla dile getirilen NBŞ kullanımı artacağından ‘toplum sağlığı’ da olumsuz yönde etkilenecektir.

İhale şartnamesinde yer alan ve şirketlerin şeker fabrikalarının bölgesi dışından da pancar teminini mümkün kılan hüküm, pancar çiftçisinin bölgesel pazar güvencesini ortadan kaldırarak hem üreticiyi hem de pancar üretimini olumsuz etkileyecektir. Çünkü şirketler bu hükme dayanarak ucuz hammadde temini için başka bölgelerin üretim desenini ve münavebe disiplinini bozacaktır. Bu durumda toprak ve yeraltı kaynakları hızla tükenecek, pancar üretiminde hastalık ve zararlılar baş gösterecek ve bu bölgelerde orta ve uzun vadede pancar tarımı yapılamaz hale gelecektir.

Sektörde yaşanması kuvvetle muhtemel bu sorunların yanı sıra özelleştirme ihalelerine katılan firmaların profilleri ve ihale sonucu ortaya çıkan rakamlarda ayrı bir tartışma konusudur. Bugüne kadar yapılan Bor, Kırşehir, Çorum ve Yozgat Şeker Fabrikaları ihaleleri sonrasında ihaleyi kazanan firmaların teklifleri söz konusu şeker fabrikalarının gerçek değerlerinin çok altında gerçekleşmiştir. Örneğin Çorum Şeker Fabrikasının 2011 yılında yapılan ihalesinde 171,90 milyon ABD Doları teklif gelirken, 9 Nisan 2018 tarihinde yapılan ihalede sonrasında bu rakam yaklaşık 128,78 milyon ABD Doları seviyesinde kalmıştır. Sadece Çorum Şeker Fabrikası özelleştirmesinde ülkemiz ekonomisinin kaybı yaklaşık 43,12 milyon ABD Doları ya da bugünkü kur ile 177 milyon TL’dir.

Yine 2011 yılı kasım ayında yapılan ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından iptal edilen B ve C portföy grubu özelleştirmelerinde ihaleyi kazanan firmalar Bor, Kırşehir ve Yozgat Şeker Fabrikalarına toplam 392,70 Milyon ABD Doları teklif sunmuşlardır. 2018 Nisan ayında yapılan ihale de ise bu rakam 945 milyon TL karşılığı 230,45 milyon ABD Dolarında kalmıştır. Söz konusu üç fabrikanın özelleştirme ihalesi sonrasında yedi yıllık süreçte ülkemiz ekonomisinin kaybı 163,25 milyon ABD Doları olmuştur. Bu miktarı TL olarak hesapladığımızda ise yaklaşık 670 milyon TL kayıp oluşmuştur.

Yanlış özelleştirme uygulamalarının yaratacağı milli hasarları bertaraf etmek hiç kolay olmadığını Et ve Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu ve Tekel benzeri tarımsal KİT özelleştirme örneklerinde ülkemiz acı bir şekilde yaşamıştır. Tarımsal işletmeleri başarıya götüren ve sürdürülebilirliğini temin eden yapılanmaların odak noktasında üreticilerin, çalışanların ve sanayicilerin de içinde bulunduğu ve birbirini denetlediği bir yönetim modeli vardır. Bu model gelişmiş AB ülkelerinde ve ABD’de etkin bir şekilde uygulanmaktadır. Dünyada pancar şekeri üretiminde, pancar üreticilerinin örgütü olan kooperatiflerin sektördeki payları: ABD’de %100, Hollanda’da %100, Fransa’da %80,6, Almanya’da %78,2’dir.

Dünyadaki önemli ve başarılı şeker sektörü uygulamalarında mevcut durum bu iken, ülkemizdeki özelleştirme uygulamaların sektörün doğasına uymadığını burada ifade etmek istiyoruz. Bahsettiğimiz öngörülerimizin gerçekleşmesini arzu etmemekle birlikte, ilgililerin ve karar vericilerin tüm bu uyarılara kulak tıkayarak bu yöntemde ısrar etmesi durumunda sektörde sonun başlangıcının yakın olduğunu ülkemiz bir kez daha yaşayarak görecektir.

Sektördeki tüm bu yaşananlara karşın umudumuzu kaybetmediğimizi de burada sizlerle paylaşmak istiyoruz. Zira süreç tamamlanmamıştır. Sadece bazı fabrikalarının ihaleleri yapılarak teklifler alınmıştır ve süreç devam etmektedir. Daha önümüzde Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun alacağı karar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın vereceği onay vardır. Tüm kesimlerin mutabakat içerisinde olduğu ve ülke tabanında büyük rahatsızlığa neden olan özelleştirme konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın milletimizin bu feryadına duyarsız kalmayacağına daha önceki yıllarda yapılan B ve C portföy grupları özelleştirmelerinde olduğu gibi yapılmakta olan ihaleleri de onaylamayacağına tüm kalbimizle inanıyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim