Eğitim-Sen binası önünde bir araya gelen sendika üyeleri “güdümlü toplu sözleşmeyi” kabul etmeyeceklerini belirterek, “Toplu sözleşme hakkımız, grev silahımız”, “İşte sendika, işte KESK” sloganını attılar.

Çeşitli siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcilerinin de katılarak destek verdiği iş bırakma eyleminde KESK Çorum Şubeler Platformu adına bir konuşma yapan Eğitim-Sen Şube Başkanı Mustafa Gül, “1 Ağustos’ta başlayan toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanmıştır.

Açlık sınırının 2.100, yoksulluk sınırının 6.800 TL’yi aştığı, elektrikten doğalgaza, çaydan tütün ürünlerine iğneden ipliğe her şeye fahiş oranlarda zamların devam ettiği, gerçek enflasyonun % 30’ları bulduğu koşullarda hükümet 3 milyon kamu emekçisine, 2 milyon emekliye, aileleri ile birlikte 20 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklif etmiştir” dedi.

Toplu sözleşmede 21 Ağustos itibari ile Kamu Görevlileri Hakem Kurulu sürecinin başladığını kaydeden Gül, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Adı üzerinde taraflar arasında hakemlik görevi yapmak için görevlendirilen bir kurulun tarafsız olması şarttır. Ancak mevcut yasalara göre toplu sözleşmede taraf olan hükümet tarafsız olması gereken Hakem Kurulu üyelerinin çoğunluğunu belirlemektedir. Böyle bir Hakem Kurulu’ndan kamu emekçilerinin lehine bir karar çıkmasını beklemek çok zordur.

Buradan kamu emekçisi arkadaşlarımıza sesleniyoruz.

Bizler hakları ellerinden alınan, sefalet ve kölelik teklif edilen milyonlar olarak bir araya gelmediğimiz; yıllardır elimizden avucumuzdan alanları, hak kayıplarımızı görmeyip yoksulluk sınırı üzerinde bir maaşı kendimize fazla gördüğümüz sürece sermaye yanlısı emek karşıtı bir düzende bizimle sefalet oranında maaş zamları ile alay edilmesi; maaşlarımızın TÜİK vasıtası ile çarpıtılmış enflasyon rakamlarına, hiçbir zaman tutmayan enflasyon hedeflerine göre ayarlanması; yıllardır hepimize yaşattıkları kayıplara rağmen her seferinde tarihi başarı nutukları atanların; aynı siyasi düşüncede oldukları iktidarın çıkarını emekçilerin ortak çıkarı üzerinde tutanların; yıllardır yaşadığımız kayıpları görmezden geldikleri tekliflerini ‘makul’ gibi göstermesi, bu teklifi bile kafalarına göre yarı yarıya indirmesi; evrensel, gerçek bir toplu pazarlık sistemi ile hiçbir ilgisi olmayan mevcut fason ‘toplu sözleşme’ sisteminde hepimizin kaybetmeye devam etmesi kaçınılmazdır.

Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu; yetkinin asıl sahipleri olarak bizlerin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, ‘hak verilmez mücadele ile alınır’ ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçiyor.

‘Hepimiz aynı gemideyiz” diyenlere karşı ‘geminin gerçek sahipleri olarak hakkımızı, emeğimizin, alın terimizin karşılığını istiyoruz’ diyerek tüm farklılıklarımıza rağmen birbirimize kenetlenmekten geçiyor.

En başından beri kamu emekçilerinin ortak çıkarları için mücadele eden bir konfederasyon olarak, KESK olarak, tüm konfederasyonları, sendikaları, hangi sendikanın üyesi olursa olsun ya da herhangi bir sendikanın üyesi olmasın tüm kamu emekçilerini bizi yok sayan, alay eden teklifler sunanlara karşı haklarımızı korumak için, insanca bir yaşam, güvenceli iş, güvenli gelecek için omuz omuza vermeye birlikte mücadeleye çağırıyoruz.” (Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim