Basın açıklamasını gerçekleştiren Tüm-Bel-Sen Çorum Şube Başkanı Nevzat Veldet, yıllardır işçi ve emekçinin kazanılmış haklarını ortadan kaldırmak için gece ve gündüz çalışan AKP hükümetinin 7 haziran seçimleri sonrasında tek başına iktidarını kaybetmesinin ardından içeri ve dışarıda savaş politikalarını tekrar devreye soktuğunu dile getirdi.
AKP’nin tek başına iktidar olabilmek için başlattığı askeri ve siyasi operasyonlar sürerken, Başbakan’ın “Bu vatan için evlatlarımızı feda etmeye hazırız” ifadesinin bedelini yine ülkenin yoksul halk çocuklarının canlarıyla ödediğini anlatan Veldet, Türkiye’de savaştan, silahlanmadan rant uman ve bunun üzerinden oy hesapları yapanların, barışı savunmak yerine sürekli çatışma ve savaş çığırtkanlığı yapmayı sürdürdüklerini kaydetti.
Yıllardır şiddet ve baskı politikalarında ısrar edenlerin, “yurtta barış, dünyada barış” için mücadele etmek yerine, içerde savaş, dışarıda savaş politikalarını benimseyenlerin, kan ve gözyaşından beslenerek siyasi hedeflerine ulaşmak için ülkeyi göz göre yangın yerine çevirmekten çekinmediğini belirten Nevzat Veldet, “Birilerinin hırsı uğruna 35 günlük bebekleri, okul çağındaki çocukları, hayatının baharında olan gençleri toprağa verirken, ülkenin dört bir yanında farklı dillerde anaların gözyaşları ve feryatları giderek artıyor. Aylardır yaşanan çatışmalar ve ölümler, siyasi hedefleri için savaşı kışkırtanlar dışında hepimizi derin bir üzüntüye boğuyor ve gelecek için kaygılandırıyor.
Tam bu süreçte barış ve kardeşliğin bir arada yaşamı savunduğumuz Emek, Demokrasi ve Barış mitingine yapılan kanlı saldırı manidardır” dedi. Saldırıyı Emek ve Demokrasi güçleri olarak şiddetle kınadıklarını anlatan Veldet, saldırının faillerinin bulunması konusunda gereken çalışmanın yapılmasını beklediklerini dile getirdi.
Veldet, “Emek ve Demokrasi güçleri olarak birilerinin “tek başına iktidar” saplantısı uğruna çocuklarımızı, öğrencilerimizi kimse için feda etmek istemiyoruz. Bizler ölümü değil, yaşamı ve yaşatmayı savunuyor, bu yüzden kimsenin ölmesini istemiyoruz.
Türkiye halklarının yıllardır özlem duyduğu, silahların ebediyen susup demokratik siyasetin konuştuğu, gerçek anlamıyla halklar arasındaki barış ve kardeşlik duygularının güçlendiği bir ortamın yaratılması, barış düşmanları ve onların destekçileri dışında toplumun tüm kesimlerinin ortak beklentisi ve özlemi haline gelmiştir.
İktidarın savaş politikalarına karşı barışta ısrarcı olmak, farklı kimlik, inanç ve mezhepten olan, yıllardır barış içinde bir arada yaşamı savunan herkesi barış talebinde birleştirmeyi gerektiriyor.
Savaş çığırtkanlığına karşı yıllardır emek, barış, özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren demokrasi güçleri olarak barışı sahiplendiğimizi tüm komu oyuyla paylaşıyoruz. Bizler tarafından bu kanlı saldırının failleri bilinmektedir. Tekçi, otoriter ve faşizan yaklaşımları bir kez daha kınıyor, ülkemizde savaşın değil barışın ve kardeşliğin hüküm sürmesini istiyoruz” dedi.
(Erkan BAYATLI)
Editör: TE Bilisim