Sorunun başlıca sebepleri ve aktörlerinin sağlık sistemi dışındaki sosyal çevreden ve faktörlerden kaynaklansa da mağdurlarının sağlık çalışanları olduğunu belirten Saatcı, “Böyle olduğu için de sorun yani şiddet en nihayetinde sağlık sistemini hedef alan bir dış tehdit unsuruna dönüşmektedir. Meselenin temelinde “insan” olduğu için de sağlıkta şiddet sorununu sıfırlamak mümkün değildir ancak istisnai hale getirmek elbette mümkündür. Ancak bunun için alınacak yegâne tedbirin, sağlık birimlerindeki iç güvenlik önlemlerini artırmak olmadığı da açıktır. Çözüm yolu, yaşlısından gencine, hastasından sağlıklısına 84 milyonun topyekün duyarlılık göstermesinden geçmektedir. Bunun da yolu “bir sağlık çalışanına uygulanan şiddetin, 84 milyona yönelik olduğu” anlayışının içselleştirilmesinden ve ona göre tavır alınmasından geçmektedir. İnsani olan da ahlaki olan da hukuki olan da budur. Sağlık çalışanlarının şifa dağıtan ellerinin, şiddet korkusundan yüzlere siper edilmesinden daha korkunç bir durumun olamayacağını herkesin kendi hafızasına nakşetmesi gerekmektedir” dedi.

Ocak ayı boyunca sağlık birimlerinde kamuoyuna yansıyan 13 şiddet olayının yaşandığını kaydeden Saatcı, “Bu olaylara sebebiyet veren 45 saldırgan, pandemiyle kora kor mücadele eden 19 sağlık çalışanını mağdur etti. 13 şiddet olayının 10’u hasta ve hasta yakınları, 1’i yönetici, 2’si de kendini bilmez kimseler tarafından gerçekleştirildi. 13 olayın 10’u hem sözlü hem fiili, 2’si sözlü, 1’i ise taciz şeklinde yaşanmıştır. Bu veriler; şiddetin kaynağının da şeklinin de yeni yılın ilk ayında değişmediğini göstermektedir. Saldırganlara yönelik adli işlemlere baktığımızda, önceki aylara benzer bir tabloyla karşılaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

Saldırganların mağrur olmalarına izin verilmemesini belirten Saatcı, “2020 sağlık çalışanları için zor bir yıl oldu. Pandemi süreciyle sağlık çalışanlarımız yıprandı, tükendi ve yoruldu. Bunların yanında bir de şiddet olayları ile karşı karşıya kaldılar. Canımızı yakan ve kronik bir sorun haline gelen şiddet için herkes elini taşın altına koymalı. Madem sağlık çalışanlarının fedakârlığı dilden dile dolaşıyor, madem 2021 sağlık çalışanlarının yılı o halde, şiddet olaylarının önüne geçmek için yeni bir eylem planı oluşturulmalı. Tüm taraflar bir araya gelerek acilen eylem planını hayata geçirmeliyiz. Şiddet, görevlerini fedakârlıkla yürüten sağlık çalışanlarının kaderi olamaz, olmamalıdır. Bu konuda herkesin her kurumun samimi olması gerekir. Ne var ki bu samimiyeti göremiyoruz. Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kapıların siper edildiği şiddet olayı hala hafızalarda. Saldırganlar, konutlarını terk etmeme şartıyla salıverildiler. Sağlıkta şiddetle bu şekilde mücadele edilmez. Saldırganların kendilerini mağrur görmelerine neden olan tasarruflar sadece sağlık çalışanlarını mağdur etmez, gün gelir herkese zarar verir” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim