Türkiye’de vardiyalı çalışma sistemine göre 16-24 saatlik nöbetler söz konusu olabildiğini belirten Yalçın Çiftçi, “Farklı mesleklerin görev alanına giren hizmetlerin, personel yetersizliğinden dolayı yine hemşirelerin omuzlarına yüklenmiştir. Hemşireler görevleri dışı işlerde ve istekleri dışı saatlerde çalıştırılmaktadır.

İş yükü, uzun çalışma süreleri, riskli çalışma koşulları, ücretlerin yetersizliği, mesleğin statü sorunları, işin fiziksel ve zihinsel güçlüğü, zaman baskısı gibi nedenler hemşirelerin fiziksel ve ruhsal sağlık sorunları yaşamalarına neden olmaktadır. Tüm bunların yanı sıra artan şiddet ve mobbing olayları da hemşireler için yıkıcı sorunlar oluşturmaktadır” dedi.

Sağlıkta dönüşüm adı altında yürütülen “Kamu sağlık hizmetlerinin”, “Özel sağlık sektörüne” dönüştürülme sürecinde yapılan yasal düzenlemeler ve uygulamalar, sağlığı piyasalaştırırken tüm sağlık meslek mensuplarını olduğu gibi hemşireleri de tükenmişliğe sürüklediğini anlatan Çiftçi, performans uygulaması ile hasta sayısı, yapılacak iş ve işlemler artarken, hemşire istihdam sayısında gerekli artış sağlanmadığını 100 bin kişiye düşen hemşire ve ebe sayısının OECD ülke ortalaması 1098 iken Türkiye’de bu sayının 257 olduğunu vurguladı.

Sağlıklı bir toplum için hemşirelerin katkısını en üst düzeye çıkaracak koşulları yaratmanın önemli olduğunu belirten Yalçın Çiftçi, “Bu çerçevede ağır iş yükü altında ezilen hemşirelerin yıllardır dile getirdiği yıpranma payı talepleri hala düzenlenmemiştir. Ek ödemeleri emekliliğe yansıtacak düzenleme hala yasalaşmamıştır. Tüm sağlık çalışanlarının olduğu gibi hemşirelerin de bir an evvel yasalaşmasını beklediği düzenlemeler, beklentiler doğrultusunda hayata geçirilmelidir. Döviz kuru, enflasyon karşısında eriyen ücretler, insan onuruna yaraşır bir yaşam için gerekli düzeye yükseltilmelidir” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim