16.11.2021 tarihinde sunulan kanun teklifinin kamuoyuna henüz yasalaşmadan açıklandığını ve sağlık çalışanlarına “büyük bir lütuf” yapılmış gibi duyurulduğunu kaydeden Çiftçi, öncelikle “pratisyen hekim, uzman hekim ve diş hekimlerini” kapsayan bir düzenleme yapılmasının öngörüldüğünü, bu hususun kamuoyuna ve sağlık çalışanlarına “bir müjde” olarak duyurularak, sağlık çalışanlarına “sözde” sahip çıkıldığı imajının yaratılmaya çalışıldığını dile getirdi.   
13 gün boyunca sergilenen tiyatronun son perdesinde söz konusu kanun teklifinin geri çekildiğini anımsatan Çiftçi, açıklamasında şunları dile getirdi:
“Gelinen noktada, kaos yaratmak istense bile ülkeyi yönetip yönetemediğini test etme ihtiyacını hisseden iktidar tarafından, verilen sözler tutulmamış, neredeyse yasalaşacağı yönünde bir öngörüyle kamuoyuna açıklanan kanun teklifleri, yasalaşmadan geri çekilmiştir. Mevcut durumda, sağlık çalışanlarının elinde kocaman bir sıfırdan başka hiçbir şey bulunmamaktadır. Sağlık çalışanları ile ilgili bir yasal düzenlemeyi, temel kanun çıkararak yapmak yerine, konunun muhatabı olan sağlık çalışanlarının dikkatinden kaçırmak gayesi ile torba kanun teklifleri içerisinde bir yere sıkıştırmaya çalışan iktidar, sağlık çalışanlarına, emeğinin karşılığını yine vermekten kaçınmıştır. 
Söz konusu “kanun teklifleri”, tüm sağlık çalışanlarını kapsamaması nedeniyle sağlık çalışanlarını ayrıştırmış, iş barışını bozmuş, sağlık çalışanlarının huzurunu kaçırmıştır.
Sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak, kamucu - halkçı sağlık politikalarını uygulamaktan uzak durup, piyasacı sağlık anlayışını tercih eden iktidar, yine sağlık çalışanlarının haklı taleplerine kulaklarını tıkamış, Anayasa’nın 49. maddesinde yer alan “çalışanların hayat seviyesini yükseltme” ilkesini ayaklar altına almıştır 
Siyasi iktidarın, sağlık emekçilerinin, hak etmiş olduğu özlük haklarını dikkate alacakları yönünde inancımız kalmamıştır. 
Siyasi iktidar, sürekli olarak vaatte bulunmakta, sürekli olarak gerçekleşmeyen vaatler nedeniyle hüsrana uğrayan hep sağlık emekçileri olmaktadır. 
Günümüzün ekonomik koşullarında; sağlık emekçileri, hak ettikleri insani koşullarda yaşamaktan uzaktırlar. Sağlık emekçilerinin ekonomik durumu her geçen kötüye gitmekte, meslek itibarı her geçen gün ayaklar altına alınmaktadır. 
Gece gündüz, kar kış, pandemi demeden, özveri ile tüm ülkeye 24 saat sağlık hizmeti sunan tüm sağlık emekçileri, onurlu bir yaşam ve emeklilik sürecekleri asgarisi yoksulluk sınırının üstünde maaş talep etmektedirler.  
Sağlık çalışanlarına verilen sözler tutulmamakta, siyasi iktidarın bu sözleri tutacağı yönünde hiçbir olasılık bulunmamaktadır. “Sağlığa uzaktan bakan” bir Sağlık Bakanı’nın, sağlık emekçilerinin, özlük haklarını iyileştirici bir politika izlemesi mümkün değildir. 
Sağlık emekçileri yok sayılmakta, özlük hakları, torba kanun içerisinde düzenlenmeye çalışılmakta ve bu dahi başarılamamaktadır.
Siyasi iktidar, sağlık emekçilerinin özlük haklarının iyileştirilmesine dair kanun tekliflerini geri çekerek, sağlık emekçilerini, “yaşanması imkansız koşullarda” yaşamaya mahkum etmektedir. 
Genel Sağlık-İş olarak, sağlık emekçilerinin özlük haklarına ilişkin kanun tekliflerinin geri çekilmesi gibi hakka, hukuka aykırı, vicdanları derinden yaralayıcı duruma karşı sessiz kalmayacağız.” (Haber Merkezi) 
 

Editör: TE Bilisim