Daha önceki yıllarda olduğu gibi demokrasilerin vazgeçilmezinin “Örgütlü toplum”, “Örgütlü sendika” diyerek, binlerce üye ile meydanları doldurup sorunları haykırarak dayanışmayı pekiştirmek istediklerini belirten Saatcı, Covit19 salgınının bireysel yaşamı evlerle sınırlandırıp, toplumsal yaşamı durma noktasına getirdiğinden, bu arzunun mümkün görünmediğini kaydetti. Buna karşın bir milyon yüz bin sağlık çalışanının, salgınla kora kor mücadele edip daha fazla can kurtarmak, şifa dağıtmak amacıyla gecelerini gündüzlerine kattıklarını vurgulayan Saatcı, “Üstelik tüm bunları kendi canları pahasına yapmaktadırlar. Ailelerini, yakınlarını, yuvalarını haftalarca görmedikleri veyahut uzaktan bakıştıkları bile oluyor. Buna karşın binlerce sağlık çalışanına virüs bulaştı ve ne yazık ki aralarında kaybettiklerimiz oldu. Vefat edenlere Allah’tan rahmet dilerken, hasta olanların bir an önce şifa bulmasını temenni ediyoruz.

Milletimizin tamamının ittifak ettiği gibi, sağlık çalışanlarımız bu süreçte adeta destan yazıyor. Göstermiş oldukları fedakarlıkların tarifi mümkün değildir. Bu zorlu süreci, sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarıyla elbette atlatacağız. Milletimizin beklentisinin ve inancının bu yönde olduğunun bilincindeyiz. Bunun yanısıra toplumun genelinde sağlık çalışanları lehine oluşan pozitif atmosferin de farkındayız. Temennimiz oluşan bu atmosferde, sağlık çalışanlarının yaşadığı kronik sorunların da bir an önce çözüme kavuşmasıdır” dedi.

Sağlık çalışanlarının önemli bir kronik sorunun da döner sermaye adaletsizliği olduğunu kaydeden Saatcı, yapılan son düzenlemenin sorunu ortadan kaldırmak yerine, ne yazık ki daha da derinleştirdiğini, bu sorunun sağlık çalışanları üzerindeki olumsuz etkisinin, koronavirüsle mücadele sürecinde de etkisinden, adaletsizliğinden hız kesmediğini, sağlık çalışanları için refah, adalet, hakkaniyet ve huzur dağıtması gereken döner sermaye sisteminin, mevcut haliyle tam tersini yaptığını ve çalışma barışını bozduğunu kaydetti.

Sağlık sistemindeki sözleşmeli istihdam türünün çalışma barışını ve huzurunu bozan bir başka önemli sorun olduğunu anlatan Saatcı, “Bu istihdam türünün ne kadar hakkaniyetsiz olduğu salgınla mücadele sürecinde bir defa daha görüldü. Bu şekilde istihdam edilen sağlık çalışanlarının hiçbiri, salgınla mücadele ederken, bir an olsun sözleşmesine bakma gereği duymadı, üzerine hangi görev düştüyse, canla başla çalıştı. Sağlık hizmetleri keyfilik üzerine yürütülecek bir alan olmadığından icap nöbeti ücretleri mutlaka eksiksiz olarak ödenmelidir. Nöbetlerin karşılığını bazı sağlık çalışanları alırken, bazıları alamıyor. Bu keyfiliğe son verilmelidir. Salgınla mücadele ederken hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılması ise yaşadığımız zamanın ve yürütülen mücadelenin ruhuna uygun bir adım olacaktır. Çünkü sağlık çalışanları, görünmeyen düşmana karşı verilen amansız mücadelenin en ön saftaki yeri doldurulamaz neferleridir.

Milletimizin ve ülkemizin güvencesi vefakar sağlık çalışanlarının sorun ve beklentileri elbette bunlarla sınırlı değildir. Öncelik ve önem arzeden saymış olduğumuz hususların karşılanıp çözüme kavuşturulması, sağlık çalışanlarımızın yüzünü güldürürken, üzerlerindeki yükün hafiflemesine yol açacaktır.

Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarımızın yüzü ne kadar çok gülerse, üzerlerindeki yük ne kadar hafiflerse, ülkemizin ve milletimizin yüzünün çok daha fazla güleceği inancındayız” dedi.

Editör: TE Bilisim