Bu yıl Tıp Bayramı’na, Ankara’da meydana gelen hain saldırının acısıyla girdiklerini söyleyen Lafcı, bayramlarının başlangıcı onurlu bir eyleme dayanan tıp camiası mensuplarının, ülke ve millet için her zaman imtihanların en çetinini verdiğini ve her birinden alnının akıyla çıktığını kaydetti.
Sağlık çalışanlarının, geleneksel olarak 14 Mart Tıp Bayramı’nda bayramı kutlamakla birlikte sorunlarını dile getirdiğini ve çözüm istediğini ifade eden Lafcı, bu seneki Tıp Bayramı’nın, hain terör saldırısının gölgesinde geçtiğini kaydetti. Lafcı, “Öznesinde insan olan her olayda ilk karşımıza çıkan sağlık çalışanları, kendi canlarını hiçe sayarak bu hizmeti vermektedir. Sağlık-Sen Çorum Şubesi olarak diyoruz ki; Sağlık hizmeti bir ekip işidir. Bu kutsal hizmetin mensubu olan bütün sağlık çalışanlarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Sağlık çalışanlarının bayramı, vatandaşlarımızın sağlığıdır. Hayatın her anında yanımızda olan ve bu hizmetin sunulmasında görev yapan bütün sağlık çalışanlarımıza şükranlarımızı sunarken, terörün sona erdiği, birlik ve beraberlik içinde sağlıklı ve huzurlu bir gelecek diliyoruz. Yüce Allah’tan, menfur saldırıda hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar, ailelerine, yakınlarına ve milletimize sabır ve metanet diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun. Bu saldırının failleri, insanlıktan çıkmış ve insanlıktan nasipsizdir. Bu vicdan yoksunu katiller, eylemleriyle doğrudan insanı, insan onurunu ve insanlığı hedef alıyorlar. Bu cani saldırı, Türkiye’ye, Türkiye’nin bütünlüğüne, huzur ve güvenliğine yapılmış bir saldırıdır. Bu hunharca saldırı, milli iradeyi akamete uğratma hayali kuranların, milli birliği bozmaya kalkışanların saldırısıdır. Bu saldırı, birlikte yaşama irademize, dayanışma kültürümüze, hep birlikte oluşturduğumuz kardeşlik iklimine yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı, demokrasimizin gelişmesini, demokratik standartlarımızın yükselmesini, sivil siyaset alanının genişlemesini engellemeye çalışanların kirli işbirliği hamlesidir. Bu saldırı, hukukun üstünlüğünden, hakların zenginleşmesinden, güvenlik-özgürlük dengesinin özgürlük lehine şekillenmesinden rahatsızlığın dışa vurumudur. Milletimiz, devletle işbirliği içerisinde terörle mücadeleyi, özgürlük-güvenlik dengesini koruyarak kararlı bir şekilde sürdürecektir. Bu mücadelede, milletimiz, siyasi partiler, devlet kurumları ile sivil toplum örgütleri teröre ve terör gruplarına karşı ortak akılla ve güçlü bir iradeyle birlikte hareket etmelidir, edecektir” dedi.



(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim