Çorum adına iyi ve güzel şeyleri, “düş gibi” beklentileri ifade etmeye çalışırken, duygusallığımızı da alabildiğine paylaşıyoruz okurlarımızla. Umudu, sevgiyi ve gelecek güzel günlere inancı canlı tutmayı öylesine önemsiyoruz ki, ekonominin, sosyal ve kültürel yaşamın itici gücünü, daima toplumsal barış ve birliktelikte, farklılıklarımızı zenginlik olarak görme anlayışında arıyoruz.

Ülke çapında “ulusal moral”i, Çorum özeli için de “toplumsal moral”i sık sık gündeme taşıyor ve kimilerinin “Polyannacılık” gibi gördüğü “iflah olmaz” iyimserliğimizi olanca şeffaflığıyla sergilemekten hiç çekinmiyoruz. Yerine göre, içimizde kopan fırtınaları dizginleyip, dingin bir deniz gibi umut ve moral ışıkları yansıtmayı görev biliyoruz.

Biliyoruz ki, Victor Hugo’nun dediği gibi, “Gecenin en karanlık anı, şafak sökmeden az önceki andır”…Evet, dış politika, ekonomi, iç huzur ve barış adına ciddi sıkıntılarımız var. Kaygılıyız, gerginiz, kutuplaşma yorgunuyuz. Çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl bir ülke, nasıl bir Çorum bırakacağımızı kara kara düşünüyoruz. Belirsizlikler içimizi karartıyor.

Ama, “Bizim dergâhımız umutsuzluk dergâhı değildir, bin defa tövbeni bozmuş olsan da yine gel” diyen yüce gönüllü bir bilgenin, Mevlâna’nın ülkesinde yaşıyor değil miyiz? Ve bu halkın ozanı Daimi “Bu da gelir, bu da geçer, ağlama!” diye seslenmiyor mu tüm karamsarlara?

Ve…Bu satırları kaleme alırken, ben hâlâ Fransa zaferinin sarhoşluğunu yaşamaktayım. Milli Takımımız, Dünya Şampiyonu’nu gol pozisyonu bile vermeden, alnının akıyla, hak ederek 2-0 yenmeyi başarmış…Tam 82 milyonluk bu kocaman gurur, nasıl başını döndürmez insanın? Ve “birazdan şafak sökecek” umudunu yeşertmez içinde?...

Çorum’un sorunlarıyla boğuşurken de, biliyorsunuz, bardağın hep dolu tarafını görüyoruz. Çorumlular önce kendilerine, sonra birbirlerine inanırlarsa, Çorum’un önünün açık olduğunu, her vesileyle, inanarak söylemeye çalışıyoruz. Yeter ki, “herkes ideolojik takıntısını yavaşça yere bıraksın”…Yeter ki, fitneyi, fesadı, hasedi aşıp, Çorum ortak paydasında buluşmayı başarabilelim.

Bakın, Cumartesi günü Çorum’un Nisan ayı ihracatının 144 milyon dolar olduğunu yazdık. Çorum, bu yıl ihracatta milyar dolar barajını aşıyor, gözümüz aydın olsun. Ve ihracat kahramanlarımızın hepsine saygıyla, şükranla, alkışla selam olsun. Çorum’un kendi dinamikleriyle başlattığı sanayileşme hamlesinin “sanayi kenti”ne evrilmesini sağlayacak havalimanının da yakın zamanda kuvveden fiile çıkacağından artık kuşkumuz yok.

Yine okurlarımızın çok iyi bildikleri gibi, “Büyük Çorum” projeksiyonumuzda, turizm ve Çorum’un tanıtımında büyük pay sahibi olacak “Süper Lig” hedefi de çok önemli yer tutuyor. Sanayileşme sürecini bir de “bacasız sanayi” ile taçlandırdığımızda, Çorum daha yaşanır bir kent, Çorum’un her bir bireyi de, bugünden çok daha müreffeh, daha mutlu, daha hayat dolu olacak. Doğrusu, turizm konusunda daha yazacak çok şeyimiz var. Kusura bakmayın, bıktırma pahasına da olsa yazmaya devam edeceğiz.