BAKTAT Yönetim Kurulu Başkanı ve Almanya’daki Türk İşverenler Derneği (TİD) Başkanı, hemşehrimiz Mustafa Baklan, Paris’teki Charlie Hebdo cinayetlerini de, "Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar" (PEGIDA) adı altında sürdürülen İslam ve yabancı düşmanlığı eylemlerini de kınadı.
Mustafa Baklan, Rhein Neckar bölgesi işverenleri adına yaptığı yazılı açıklamada şu görüşleri savundu:
“Son yıllarda yabancı düşmanlığı içeren, hoşgörüsüz hareketlerin çoğaldığını görmekte ve toplumdaki
güçlü ilişkileri negatif etkilemeye başladığını tespit etmekteyiz. Artık bu hareketler öyle bir noktaya geldi ki, marjinal hareketler olmaktan çıktığını, toplumsallaşmaya başladığını kaygıyla izlemekteyiz.
Toplumda algılanan İslamlaşma korkusu gerçeğe uymamaktadır. Bizler, bu korkuları anlamaya ve protestocularla empati kurmaya çalışıyoruz.
Charlie Hebdo gibi kabul edilmez suikastların ve terör eylemlerinin, dinimizle ilgili olumsuz bir imaj oluşturduğunun da farkındayız. Fakat, tüm Müslümanların aynı kefeye konulmasını kabul etmek de mümkün değildir. Çünkü, radikal gruplar, dünyadaki tüm Müslümanların yüzde 1’ini bile bulmamaktadır.”

“EMPATİ KURMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Avrupa’da yayılmak istenen “toplumun İslamlaşması” yönündeki korkuları anlamaya çalıştıklarını, ama bunun gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Mustafa Baklan, “Bu insanlarla empati kurmaya çalışıyoruz, ama yabancı düşmanlığını ve İslam karşıtlığını anlamamız da, kabul etmemiz de mümkün değildir. Açıkça görülmektedir ki bazı gruplar nefreti körükleyerek ve insanların korkularını kullanarak politik etkinliğini artırmayı düşünmektedir. Bizim için asıl üzücü olan, apolitik veya merkeziyetçi politikayı destekleyen kişilerin de yer yer bu harekete katılmaları ve desteklemeleridir. Her ne kadar katılım fazla olmasa da, bu grupların stratejilerinin tutmakta olduğunu görmek üzücüdür” diye konuştu.

“ÇÖZÜM YOLU DİYALOG”
Mustafa Baklan, gerekçeleri ne olursa olsun bu gösterilerin kabul edilemeyeceğini de belirterek, “Eğer toplum içinde
anlaşmazlıklar ve memnuniyetsizlik varsa, o zaman diyalog yolları aranmalıdır. Beraber bir çözüm bulmak için mutlaka bir yol vardır. Ama özellikle ırk veya dine karşı yönlendirilmiş yürüyüşler, sadece toplumda masum insanlara karşı nefret, provokasyon ve kışkırtmaya yol açar” ifadesini kullandı.

“RAHATSIZLIK VARSA HUKUK YOLU VAR”
TID Rhein Neckar bölgesi işverenleri olarak Paris’te vuku bulan insanlık dışı Charlie Hebdo cinayetlerini de kınadıklarını söyleyen Mustafa Baklan, görüşlerini şöyle anlattı:
“Bunu, hiçbir aklı selim olan insan yapmaz ve yapamaz.
Bir karikatüristin işi, doğal olarak insanları düşünmeye yönlendirmektir, hoşgörüsüz insanları hareketlendirmek değil.
Gazetecilerin, karikatüristlerin ve bu sektörde çalışan diğer insanların böyle saldırılara maruz kalmaları
kabul edilemez. Bu insanların tek silahları kullandıkları kalemleridir ve başka silahları yoktur. Eğer kabul
edilemeyen bir durum varsa, hukuk üstünlüğü olan bir ülkede mutlaka yasal yollar aranmalıdır,
Kimse kendini Allah`ın dünyadaki uzantısı veya temsilcisi olarak görmemelidir. Hiç kimse başkasının hayatını yargılama özgürlüğüne sahip olamaz. Anayasanın 2. maddesinde yazıldığı gibi; herkes yaşam ve fiziksel dokunulmazlık hakkına sahiptir.”

“ALMANLARIN ÇOĞU SAĞDUYULU”
“Bizim için sevindirici olan Alman nüfusunun çoğunluğunun bu grupları desteklememesi ve karşı gösterilerin
artmasıdır.
Bu direniş, tüm toplumun hala birlikte radikalizme karşı durabileceğini gösteriyor. Biz karşı eylemlerin devam edeceğini umuyor ve yabancı düşmanlığını öne çıkaran yürüyüşlerin son bulacağına inanıyoruz.
Bu anlamda, hep birlikte ülkemizi güçlendirmek ve ileriye taşımak istiyoruz.”
(ÇORUM HABER)

Editör: TE Bilisim