Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanarak cezaevine gönderilmesi Çorum’da da tepkiyle karşılandı.
Özdoğanlar önünde bir araya gelen Çorum Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, Dündar ve Gül’ün tutuklanmasına tepki gösterdi.
Siyasi parti, demokratik kitle örgütü ve sendika temsilcilerinin de destek verdiği basın açıklamasında “Yapanlar değil, yazanlar tutuklandı”, “Özgür basın susturulamaz”, “Can Dündar, Erdem Gül onurumuzdur” gibi sloganlar atıldı.
Platform adına basın açıklamasını okuyan KESK Dönem Sözcüsü Ertuğrul Alper, “Gazetecilik yapanlar, kamuoyunu uyarmak ve bilgilendirmek isteyenler, halkın haber alma hakkını savunanlar, devlet içerisindeki gizli oluşumların sakıncalarından bahsedenler değil, FETÖ olarak adlandırılan oluşuma “ne istediler de vermedik” diyenler yargılanmalıdır” diyerek, Dündar ve Gül hakkında verilen tutuklama kararının basın tarihinin en ahlaksız ve vicdansız kararlarından biri olarak tarihe geçeceğini söyledi.
Dündar ve Gül’ün yaptığı şeyin baştan sona kadar gazetecilik faaliyeti olduğunu kaydeden Alper, açıklamasına şu şekilde konuştu:
“Bir gazeteci, ülkesinin tehlikede olduğunu görüyorsa bu haberi yapmak onun görevi ve zorunluluğudur
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde MİT TIR’larıyla ilgili “Silah taşınsa ne olur, taşınmasa ne olur” demiştir. Biz de aynı şekilde diyoruz ki bu haber ‘o halde yayınlansa ne olur, yayınlanmasa ne olur?’. Büyük bir panik halinde önce öyle bir şey yok diyenler. Gıda yardımı diyenler. Sonra silah olduğu ortaya çıkınca bu sefer ‘Türkmenlere gidiyor’ demişlerdir. Türkmenler de bize gelmedi deyince bu kez asıl suçluları değil, suçu ortaya serenleri soruşturma konusu yapmışlardır.
Seçimlerden önce “Bunu onun yanına bırakmam cezasını çekecek” diyenler seçimlerden sonra zaman kaybetmeden işe koyulmuşlardır.
Demokrasilerde esas olan; düşüncelerinden ötürü suçlanan yazar, çizer ve gazetecilerin adil ve bağımsız bir hukuk sisteminde tutuksuz yargılanmalarıdır. Yayınlanan bir haber, fotoğraf, yorum ya da her türlü yazının suç içerip içermediği ancak adaletli bir yargılama sonunda anlaşılabilir. Ne kadar süreceği belli olmayan bir yargılama sürecinde, ilgili yayından sorumlu olanların tutuklanmaları, telafisi olanaksız sonuçlar doğuracaktır. Nitekim bunun olumsuz sonuçları ülkemizde sıkça yaşanmış, hazin mağduriyetler oluşmuştur. Bunun adı da ne yazık ki, önyargılı bir öç alma yaklaşımı ve peşin peşin cezalandırma yaptırımı olmaktadır. Kaldı ki, Dündar ve Gül'e isnat edilen suçlamalar da tartışmalıdır. Zira devlet sırlarının korunması görevinin gazetecilerin değil, bizzat devletin kendisinin görevi olduğuna ve gazetecilerin; her ne koşulda olursa olsun, halkın haber alma hakkının yerine getirilerek doğru bilgilendirilmesi gibi uluslararası basın kriterlerine uyan sorumluluğu bulunmaktadır. Söz konusu tutuklama kararı bu nedenle talihsizdir ve Türkiye'de zaten alabildiğine sınırlandırılmış olan basın ve ifade özgürlüğü acımasız bir darbe daha almıştır.
Gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül yalnız değildir. Faşizme karşı demokrasi ve özgürlük mücadelemizi son nefesimize kadar sürdüreceğimizi buradan bir kez daha haykırıyor tüm gazeteci ve düşünce suçlularının derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.”
(Taner ŞİMŞEK)
Editör: TE Bilisim