Çorum'da bir öğretmen, 4 yıl önce köydeki evinin bahçesine yaklaşık 50 bin lira harcayarak açtığı su kuyusunu, kuraklık artınca herkesin kullanımına açtı. Bir ortaokulda öğretmenlik yapan Yücel Uzuncaköse, bunun yanı sıra Çorum'un Ortaköy ilçesine bağlı Aşdağul beldesindeki baba evinin 3 dönümlük bahçesinde ailenin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tarımsal üretime başladı.


Yakında su kaynağı olmaması nedeniyle bahçeye su kuyusu açmaya karar veren Uzuncaköse, uzman ekiplere yaptırdığı sondaj çalışmasında yaklaşık 44 metre derinlikte kullanılabilir su kaynağı keşfetti. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünden izin işlemlerini tamamlayan Uzuncaköse, dalgıç pompa, su borusu ve vana gibi gerekli malzemeleri de tedarik ederek kuyunun inşasını tamamladı. Hafta sonları gittiği bahçesinde kuyuyu tarımsal sulama amaçlı kullanan Uzuncaköse, kuraklık artınca suyunu komşularıyla da paylaşmaya başladı.

'SADAKA TAŞI' KÜLTÜRÜNDEN İLHAM ALDIM"
Uzuncaköse, kuraklığın etkisini artırması nedeniyle bölgedeki su kaynaklarının oldukça azaldığını, özellikle hayvan yetiştiricilerinin temiz su bulmakta güçlük çektiğini söyledi.
Üreticilerin günün her saati kendisini arayarak su almak için izin istediğini belirten Uzuncaköse, "Kuraklığın etkisi arttıkça daha çok kişi su istemeye başladı. Sabah erken ya da gece geç saatlerde bile insanlar arayıp su kullanmak istiyorlar. İlk zamanlar her arandığımda gelip kuyuyu açmaya çalışıyordum ancak burada yaşamadığım için bu bana zamanla külfete dönüştü. Buraya gelmeme gerek kalmadan insanların kolayca tankerlerini dolduracakları bir sistem kurmaya karar verdim. Gönüllülük esasına dayanan bu sistemde Osmanlı'nın 'sadaka taşı' kültüründen ilham aldım." dedi.


"BURASI 24 SAAT AÇIK VE KİMSE BAŞINDA BEKLEMİYOR"
İnsanların bu sistemden çok memnun kaldığını dile getiren Uzuncaköse, şöyle devam etti:
"Vatandaşımız gelip kendisi boruyu çıkartıp birkaç ton kapasiteli tankerini dolduruyor. Oraya da bir ücret kutusu koydum. Eğer cebinde parası varsa bir 10 lira bırakıyor. Kimseye 'neden para bırakmadın' ya da 'çok attın' demiyoruz. Bu tamamen insanların gönlüne göre kurulmuş bir sistem. Herkes ihtiyacı olduğu kadarını alıyor. Köylümüz bu düzeni çok beğendi. Biz sembolik olarak 10 lira gibi bir ücret belirledik ama 20 lira atanlar da var. Bu ücreti de kuyu ve içindeki malzemelerin bakımında kullanıyoruz. Burası 24 saat açık ve kimse başında beklemiyor. İnsanlarımızın ne kadar dürüst olduğunu da bu şekilde ispatlamış olduk."
Bölgede yaklaşık 5 bin küçükbaş, 2 bin büyükbaş hayvan bulunduğu aktaran Uzuncaköse, "Kuraklıktan hayvancılar da çok etkileniyor. Buradan gelip su ihtiyaçlarını sembolik ücret karşılığında karşılayabiliyorlar. Ben bunun ticaretinde değilim. İnsanlar 'Allah razı olsun' dese yeterli. İnsanların işini görmek için bunu başlattık." diye konuştu.
Su kuyusundan yararlananlardan Müslüm Çatalbaş ise kuraklığın etkilerini çok ağır hissettiklerini söyledi.
Çatalbaş, "Allah razı olsun, komşumuz su konusunda biraz olsun işimizi kolaylaştırdı. Arazimizin suyu yok, hayvanlarımız için su bulmakta güçlük çekiyoruz. Verdiğimiz 10 lira kuyudaki motorun benzin parası ya da elektrik parasına ancak karşılık geliyor. Gece gündüz istediğimiz saatte gelip tankerimizi doldurabiliyoruz." ifadesinde bulundu.

Editör: TE Bilisim