Programda mücadelesini, "ölürsem şehit, kalırsam gazi" anlayışıyla veren bir milleti yolundan döndürecek bir silahın daha icat edilmediğini belirten Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Osmancık Şubesi Başkanı Kazım Sekili, terörün, her türlü değeri ve ahlakı çiğneyen yüzünün en çirkin haline, İstanbul'da, bir kez daha şahit olunduğunu ifade etti.

Abdurrahim Karakoç’un kültür ve gönül dünyasında silinmez izler bıraktığını belirten Sekili, Karakoç’un şiirleriyle ve fikirleriyle insanlar arasında yaşamaya devam edecek müstesna edebiyatçılardan biri olduğunu vurguladı.

Dr. Oğuz Karakuş’un da Abdurrahim Karakoç’un keskin bir siyasî taraftarlığının olmadığını anlatarak, kendisine düşman ideolojilerin kol gezdiği dönemde mukaddesata sahip çıkan siyasî grupları şiir ve yazılarıyla desteklediğini, yanlışlarını da açıktan söyleyip eleştirdiğini anlattı. Karakoç’un vefatına kadar hiçbir siyasî iktidarın emrine girmediğini, sivil fikrî ve edebî kuruluşlara da bağnazca bağlılığının bulunmadığını belirten Karakuş, “Kuruluşların ve hiziplerin üstünde kalmaya çalışan ve mukaddesatçı herkesin, üzerinde ittifak ettiği ve sevdiği bir şairdi” dedi.  Karakuş daha sonra Abdurrahim Karakoç’un şiirlerinden örnekler verdi.

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim