Çorum Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu, Kaçkar TV ekranlarında Saygı Gider’e, Uzay Haber TV ekranlarında ise Arzu Erdoğral, Ahmet Başçı, Mihriban Türk’e konuk oldu.
Canlı yayınlarda Türk askerlerinin Musul’da olması, 64. Hükümet Programı, camilere ve tarihi yapılara yönelik terör saldırıları, medya ve basın özgürlüğü konuları ele alındı.

“HEDEF AKDENİZ’E KORİDOR VE NUSAYRİ DEVLETİ”
Musul’da yaşanan olayları değerlendiren Uslu, “Ortadoğu’da haritalar yeni baştan çiziliyor. Rusya uçağının düşürülmesi gibi bir gerekçe takdim ediliyor. Her olayda istenirse bir gerekçe bulunabilir. Gerçek gerekçe Ortadoğu ve Doğu Akdeniz bölgesinin ciddi bir enerji rezervine sahip olmasıdır. Burada enerji savaşları var. Türkiye’nin bölgede güç kazanmış olması belli çevrelerde rahatsızlık yaratıyor. Türkiye’nin oyun kurucu olmak konumunda o bölgelerde ciddi tarihi geçmişi, sorumlulukları var. Beklentileri var. Türkiye’nin güç kazanmış olarak bu beklentileri gerçekleştirebilecek güce erişebilmiş olması kimi çevreleri rahatsız ediyor. Türkiye Ortadoğu’daki yeniden yapılanmaya izin vermeyecektir. Barzani’yi ve misyonunu yok sayanlar bir taraftan Kobani kantonunu genişletmek ve oradan Akdeniz’e bir koridor oluşturmak istiyorlar. Bir taraftan da Lazkiye civarında kurulacak bir Nusayri Devletinin alanını genişletmek istiyorlar. Hem koridor bölgesine denk gelen, hem de Nusayri Devletinin muhtemel alanı içerisine girmesi istenilen bölge, Bayırbucak Türkmenlerinin yaşadığı bölgedir. Savaşın asıl amacı o bölgedeki Türkmenlere soykırım uygulayıp, göç ettirip bölgeye el koymaktır” dedi.

“SAVUNMA SANAYİİNDE YERLİ ORANI YÜZDE 65’E ÇIKTI”
Türkiye’de yapay slogan milliyetçiliğinin var olduğunu söyleyen Uslu, “Sözgelimi Bağımsız Türkiye diyenlerin birçoğu aslında hep bu tartıştığımız konuya hizmet için kullanılıyor. Bu konuda samimi olanları eleştirenler, karalayanlar, bir anlamda bölgeyi planlayanların değirmenine su taşıyanlardır. Bağımsız Türkiye… Nasıl bir bağımsızlık? Ve nasıl olacak? dediğiniz zaman karşılığı olmayan bir şey” ifadesini kullandı. Türkiye’nin hem ekonomik, hem askeri bağımsızlığı açısından önemli çalışmalar yapıldığına dikkat çeken Salim Uslu, “Özellikle Savunma Sanayiinde çok ciddi adımlar atıldı. Ülkemiz yerli silahını üretiyor. Eskiden Savunma Sanayimizin %35’i yerli imkânlarla sağlanıyordu. Her başınızı kaldırdığınızda her itiraz ettiğimizde ‘ambargo koyarız’ tehdidi ile karşı karşıyaydık ve nitekim konuluyordu da. Oysa şimdilerde bu oran %65’leri geçti ve silah pazarı olmaktan kurtulduk” diye konuştu.

“PKK İLE MÜCADELEDE ORANTISIZ GÜÇ KULLANDIĞIMIZ SAFSATASI”
“Bir taraftan PKK ile mücadele yürütülüyor bir taraftan da bölgedeki oluşuma ilgisiz ve sessiz kalmıyor, itirazımızı yükseltiyoruz.” diyen Uslu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada bakıyorsunuz kimse ambargoyu ağzına alamıyor.
NATO Genel Sekreteri Birleşmiş Milletler’de bir konuşma yaptı. IŞİD ile mücadelemizi desteklediğini söyledi, ama PKK ile mücadelede orantısız güç kullandığımız gibi bir safsata iddia etti.
Şu anda yaşanan olayları 100 yıl önceki olaylarla ilişkilendirmek gerekir. Hayırlı dağları sınırımızın dışında bırakan ovayı görür şekilde sınırı çizmek yerine onu sınırlarımız dışında bırakanlar her kimlerse oralarda belli sorun alanları oluşturdular. Her kimlerse sorun alanlarını iyi bildikleri için şimdi oraları kaşımaya başladılar. Yabancılar bir taraftan Kürtçe öğreniyorlar, bir taraftan da amaçlarını PKK’nın peşine takmaya çalışıyorlar. PKK’yı kitleselleştirmeye çalışıyorlar. Bir taraftan Irak’ın içişlerine yönelik çalışmaları var. Bir taraftan da Suriye’ye yönelik çalışmaları var. Şimdi o çalışmalar kendileri açısından meyvelerinin devşirilmesi gereken olgunluğa erişti. Orta Doğu’daki istikrarsızlığın yegâne sebebi de uzun yıllardır sürdürülen bir çalışmanın sonucudur.”

“DÜN KARŞI OLANLAR, BUGÜN AMERİKA VE RUSYA İLE KOL KOLA”
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın önderliğinde Hükümet’in son derece basiretli davrandığını da belirten Uslu, “Yerli savunma sanayiini güçlendirmeye çalışırken, Ortadoğu’da olup bitene sessiz ve ilgisiz kalmayarak, büyük devlet olmanın, imparatorluk bakiyesi olmanın gereklerini, sorumluluklarını yerine getirmeye çalışıyorlar. Bu belli çevrelerde rahatsızlık yaratıyor. Bakıyorsunuz düne kadar her hutbede Rusya ve Amerika aleyhine konuşanlar günlük sloganlarında Amerika’yı işaret edenler, şimdi Rusya ve Amerika ile kol kola olmaya başladılar. İran’ın inanılmaz yayılmacı politikaları var. Aynı şekilde Rusya’nın Ukrayna ile karşı karşıya gelmek pahasına Kiev’i yok sayarak Kırımı ilhak etmiş olması, arkasından Körfez ülkelerinde Ortadoğu coğrafyasında Şii hareketlerinin güç kazanmış olması, bütün bunların sonunda Ortadoğu’da en verimli, saygın, etkin konumdaki Türkiye’nin zayıflatılması, mecalsizleştirilmesi onların işine geliyor. Dolayısıyla İran ve Şii gelenek, hem ABD için hem de Rusya için bir tehlike arz etmiyor, ama Türkiye gibi güçlü imparatorluk bakiyesi bir devletin, üstelikte medeniyet kurmuş bir devletin Ortadoğu’da güç kazanmış olması ciddi rahatsızlık yaratıyor” değerlendirmesini yaptı.
(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim