Polis müdahalesi sonucunda Av. Erkan Ünüvar’ın bacağı, Av. Gökmen Yeşil’in burnu kırıldığını, toplam 8 avukatın da gözaltına alındığını kaydeden Av. Özdel, “OHAL kararnameleriyle, savunma hakkı fiilen yok edildiği gibi, avukatların görevini yapması da her türlü hukuk dışı yöntemlerle engellenmektedir. OHAL fırsatçılığıyla yüzlerce avukat haksız şekilde gözaltına alınmakta, işkence görmekte ve aylarca haksız olarak tutuklu kalmaktadır. Avukatların Birleşmiş Milletler Havana Kuralları, Anayasa, AİHS ve Avukatlık Kanunu 58. maddesindeki güvenceler ihlal edilerek gözaltına alınması, evlerinin ve bürolarının polis tarafından aranması, aylarca keyfi tutukluluğa maruz kalmaları sıradan olaylar haline gelmiştir” dedi.
Adliyelerin her şeyden önce yargıç, savcı ve avukatların görev alanı olduğunu belirten Özdel, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“Polisin hiçbir koşulda, avukatlara fiziki olarak müdahale etme yetkisi yoktur. Buna rağmen özellikle büyük kentlerde avukatlar her türlü demokratik hakkının kullanımında müdahale ile karşı karşıya kalmaktadır.
Avukatların yaşadığı bu baskının yanında binlerce hâkimin ve savcının görevden alınması, tutuklanması ve halen tutuklanma korkusu yaşaması yürütme gücünün yargıyı fiilen iş yapamaz hale getirdiği bir gerçektir.
Bu ülkede demokrasiden, özgürlükten temel insan haklarından yana olan bizler geçmişte olduğu gibi bu günde savunmanın ve yargının bağımsızlığını ve etkinliğini savunacağız. İstanbul’da saldırıya maruz kalan arkadaşlarımızın yanlarında olduğunu bildiriyoruz. Bunun yanında Çorum ilinde de baskıya ve haksızlığa uğrayan avukat, hâkim, savcı tüm yargı mensuplarının yanında olduğumuzu şimdiden bildiriyoruz.
Onurlu savunma geleneğinin yanında olan bizler avukatlık mesleğinin gereği olarak bugünün OHAL saldırıları karşısında da yılmayacağız. Emekçilerin, ezilenlerin, halkların haklarını dayanışmamızı büyüterek savunmaya devam edeceğiz.
Öncelikle Türkiye Barolar Birliği’ni ve İstanbul Barosu’nu bu saldırılar karşısında sessiz kaldığı için sorumluluk taşımaktadır. İstanbul Barosu yönetimini bu sessizliğinden sıyrılarak, avukat cübbesinin dokunulmazlığına sahip çıkmaya, faşizan OHAL uygulamalarına karşı temel hak ve özgürlükleri, kuvvetler ayrılığına dayanan demokratik hukuk devleti ilkesini etkili bir şekilde savunmaya çağırıyoruz.”
(Taner ŞİMŞEK)
