Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Ali Ekber Beyaz, Türkiye’de görev yapan eğitim ve bilim emekçilerinin, OECD ülkeleri arasında ekonomik, sosyal ve özlük haklar açısından son sıralarda olduğunu ifade etti. Geçtiğimiz yıllar içinde eğitim ve bilim emekçilerinin aldıkları maaşların, rakamsal olarak arttığı gibi görünse de insanca yaşam seviyesinin yanına bile yaklaşamadığını belirten Beyaz, Eğitim emekçilerinin üçte ikisinin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürebilmek için ek işler yapmak zorunda bırakıldığını, Geçtiğimiz yıllar içinde öğretmenlerin satın alma gücünün belirgin bir şekilde azaldığının görüldüğünü söyledi.

Öğretmenlik mesleği ve mesleki ideallerinin, iktidar eliyle uygulanan bilinçli politikalarla çok yönlü olarak hızla yozlaştırıldığını anlatan Beyaz, yıllardır ülkeyi yönetenler ve eğitim politikalarına yön verenlerin öğretmenlik mesleğinde yaşanan nitelik kaybının artmasında en büyük pay sahibi olduğunu dile getirdi.

Beyaz, “Yaşadığımız tüm olumsuzluklara, işimize, ekmeğimize ve geleceğimize yönelik ağır tehdit ve saldırılara, hukuksuz ihraç politikalarına, kaybedilme noktasına gelen mesleki saygınlığın yeniden kazanılması, öğretmenliğin uluslararası standartlara uygun ve bilimsel bir anlayışla ele alınması ve tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, mesleki ve özlük sorunlarının çözülmesi gerekmektedir.

Yıllardır kamu istihdamında, özellikle eğitimde güvencesiz, esnek ve performansa dayalı istihdam politikalarını hayata geçirmek isteyen siyasi iktidar, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında eğitimde mülakat sınavı ile alınan ‘sözleşmeli öğretmenlik’ uygulamasını başlatmış ve bugüne kadar 103 bin sözleşmeli öğretmenin ataması yapılmıştır. Öğretmen istihdamında yaşanan güvencesizleştirme, öğretmenlerin özlük hakları ve çalışma koşulları arasında belirgin farklılıklar ve adaletsizlikler yaratmayı sürdürmektedir” dedi.

Türkiye’de öğretmenlerin var olan sorunlarına pandemi sürecinde yenileri katlanarak eklendiğini anlatan Ali Ekber Beyaz, mesai kavramının unutturulmaya çalışıldığını vefa gruplarında ve filyasyon ekiplerinde öğretmenlerin görevlendirilmesinin bunun farklı bir örneği olarak ortaya çıktığını belirtti.

Bakanlık, EBA aracılığıyla canlı ders yapılmasının, öğrencilerin kişisel verilerinin başka platformlara taşınmasına engel olacağını ifade ettiğini anlatan Beyaz, “EBA tv ve EBA üzerinden yapılan canlı derslerin verimliliğinden öte güvenilirliği de tartışma götürürken, resmi olarak belirlenmemiş yazılımların kullanılmasından doğabilecek hukuksal sorumluluğun kime ait olduğu gerçeği ortada durmaya devam etmektedir. Öğretmen ve öğrenciler kurumsal olarak belirlenmemiş hiçbir yazılımı kullanmaya zorlanmamalı, kullanmak zorunda da değillerdir.

Öğretmenlerin toplu sözleşmedeki kazanım hakkı olan ek ders ücretlerinden pandemi sürecinde yararlanması öğretmen çalışmadan ek ders ücreti alıyor denilerek öğretmeni itibarsızlaştırmada bir araç olarak kullanılmaktadır.

Eğitim ve bilim emekçileri açısından 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, eğitim emekçilerinin uluslararası alanda birlik, dayanışma ve örgütlü mücadelenin simgesi olan evrensel anlamda bir mücadele gündür. İçinde bulunduğumuz bütün olumsuz koşullara, üyelerimizi ve sendikal faaliyetlerimizi baskı altına alma girişimlerine, iktidarın eğitime yönelik ırkçı, gerici ve dayatmacı politikalarına karşı örgütlü mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimiz bilinmelidir.

Türkiye’nin dört bir yanında fedakârca görev yapan öğretmenleri, eğitim ve bilim emekçilerini mesleğine ve haklarına yönelik saldırılara, krizin faturasının sırtımıza yıkılmasına karşı birlikte mücadele etmeye, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Eğitim Sen olarak, bizlere dayatılan her türlü haksız ve hukuksuz uygulamanın eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik, örgütlü mücadelesiyle kırılabileceğine inanıyor, yaşadığımız tüm baskılara ve olumsuzluklara rağmen öğretmenlerimizin, eğitim ve bilim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz” şeklinde ifadede bulundu. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim