Çikolata ve tatlıların içerisinde genellikle firmalar tarafından NBŞ kullanıldığını anlatan Kahraman, büyüklerin de evlerine giderken aldığı gazlı içecek ya da tatlılarla ev halkına bilmeyerek kötülük yaptığını anlattı.

Yapılan araştırmaların doğalın dışına taşmış şekerin pankreas kanserine neden olduğunu gösterdiğini anlatan Kahraman, çay şekerinin ise pankreas kanseri ile ilişkisinin bulunmadığını belirtti.

Yapılan araştırmaların ardından ABD’nin NBŞ’ye kota koyduğunu ifade eden Sefer Kahraman, yapılan deneylerde Fruktozun, diyabet, koroner kalp hastalığı, karaciğer yağlanması ve hipertansiyona yol açtığının da görüldüğünü söyledi. Son 30-40 yıldır çay şekeri yerine mısır şurubunun kullanılmasının, şişmanlığın ve şişmanlıkla ilgili hastalıkların bir salgın haline dönüşmesini kolaylaştırdığını kaydeden Kahraman, çocukların yediği bir çok üründe ve günde defalarca içmesine izin verilen içeceklerde NBŞ olabileceğini paketlerin, kutuların üzerinin iyi okunarak NBŞ varsa tüketilmemesi gerektiğini ifade etti.

Kimyasal tatlandırıcılardan aspartam ve sakarinin, market raflarındaki diyet kola, düşük kalorili yoğurt ve şekersiz sakızın yanı sıra açıktan satılan baklava, reçel, helva ve süt tatlıları gibi birçok üründe rahatlıkla şeker yerine geçerken, insanların aldığı birçok ürünün içinde kimyasal tatlandırıcı kullanıldığını bilmediğini ifade eden Kahraman, “İşin sağlık boyutu dikkate alındığında on kat daha ucuza alınan ürünün sağlığımız üzerindeki olumsuz etkisi sebebiyle cebimizden kat kat daha fazlası çıkarak, bedelini vücudumuz ödeyecektir. Yani ucuz etin yahnisi bize çok pahalıya patlayacaktır. Tatlandırıcıların kontrolsüz üretimi ve ithalatı, bavul ticareti ve sınır ticareti yoluyla ülkemize fazla miktarda girmesi engellenmediği taktirde şeker fabrikalarının kapanmasının, yerli katma değer kaybının ve sektörden ekmek yiyen milyonlarca insanın iş ve aşını kaybetmesinin önüne de geçilemeyecektir” dedi.

(Erkan BAYATLI)

Editör: TE Bilisim