Üç bin yıl önce yeryüzünde iki büyük devlet vardı: Hititler ve Mısırlılar. Yeryüzünün en bereketli toprakları bu iki görkemli devletin egemenliğindeydi ve kaçınılmaz olarak yolları birbirleriyle kesişecekti.

Bu kesişme, günümüzde Suriye olarak adlandırılan Umarru Krallığı’nda gerçekleşti. Hititler de Mısırlılar da Umarru Krallığı’nın kendilerine ait olduğu söylüyordu. Çözüm yoktu, çatışma kaçınılmazdı. Bu çatışma Kadeş’te gerçekleşecekti.

Yeryüzünün ilk büyük savaşı Kadeş böyle gerçekleşti ve yeryüzünün ilk büyük yazılı anlaşması Kadeş böyle yazıldı. Bu anlaşma o kadar önemliydi ki, tablete yazılmış orijinal hali bugün Birleşmiş Milletler’de kadim bir barış kanıtı olarak saklanıyor.

Dünyaca tanınan yazarımız Ahmet Ümit’in eserinden uyarlanan “Ninatta Operası” işte bu savaşın ekseninde yaşanan bir aşk hikayesini konu alıyor. Açgözlü kralların toprak hırsını, kanla yazılan bir tarihi, bir sevdayı, imkansız aşkını günah gibi yaşayan genç bir kadını anlatıyor. Ve hiçbir zaman tükenmeyen barış ihtiyacını. Tarihsel hakikatlere sadık kalan bu hikaye Hititlerin başkenti Hattuşa’da geçmektedir.

Evet, bir zamanlar dünyanın en büyük devleti Hititler, dünyanın merkezi Hattuşa’ydı. Yani günümüzün Çorum’u.

Ne yazık ki insanlık uygarlığının başladığı şehirlerden biri olan Hattuşa bugün göz ardı edilmiş durumda. Uygarlık tarihinin en önemli sayfalarının yazıldığı bu şehir ve onun günümüzdeki devamı Çorum, gerek kültürel olarak, gerekse turizm olarak hak ettiği payı alamıyor. Eğer biz dünyaya duyurmazsak hiçbir zaman da alamayacak.

Oysa Çorum’un marka şehir olabilmesi, hem ticaret, hem sanayi, hem de kültürel açıdan kendisini dünyaya duyurabilmesi için Hititler ve Hattuşa gibi önemli kozları var. İşte, hem ülke, hem dünya çapında sahnelenecek olan “Ninatta Operası” bu tanıtım için son derece güçlü bir fırsat sunuyor.

Hattuşa ve Çorum’u ülkeye ve dünyaya yeniden tanıtacak olan “Ninatta Operası” İstanbul Devlet Operası tarafından sahnelenecek. Ancak operanın ülkeye ve dünyaya tanıtımı için daha geniş bir bütçeye ihtiyacı var.

Türkiye’den değil dünyada tanınmış bir yönetmen bulmak gerekiyor, ışıkların, sesçilerin en iyilerini seçmek gerekiyor, opera sahnelenmeden önce, küçük filmler çekip ARTE, Mezzo gibi dünyanın önemli sanat televizyonlarında tanıtım yapmak gerekiyor. Elbette bu büyük tanıtım için de daha büyük bir bütçeye ihtiyaç var.

Yoğun bir gazeteci katılımıyla Hattuşa’da da sahnelenecek olan “Ninatta Operası” amaçlanan şekilde duyurulduğu takdirde, sadece bir sanat olayı olarak kalmayacak, aynı zamanda Çorum’un tanıtımına çok büyük katkılar sağlayacaktır.

Ülke ve dünya çapında büyük ses getireceğine inandığımız bu kültür ve sanat olayına sponsor olan şirket için de çok önemli bir prestij aracı olacaktır. Gerek basın toplantılarında, gerek “Ninatta Operası”nın her türlü tanıtım araçlarında adı geçecek olan sponsor şirketin, hem saygınlığı hem de ticari tanınırlığı artacaktır.

Böylesi önemli bir kültür sanat etkinliğine katılımlar projeye güç vereceği gibi, firmalara da herhangi bir reklam çalışmasında kazanamayacakları kadar önemli bir tanıtım sağlayacaktır.

Çorum’un doğrudan ülkeye ve dünyaya bir kez daha sunumunu gerçekleştirecek olan bu sanat olayına destek beklemekteyiz.

(Haber Merkezi) 

Editör: TE Bilisim