İtirazlarının dini nikâha yönelik olmadığını, çünkü dini nikâhın hukukumuza göre zaten serbest olduğunu belirten Feyzioğlu, “ Sorun, müftülükler tarafından kıyılacak nikâhın da resmileştirilmesi ve belediye nikâhının yerini alacak olmasıyla ilgilidir.

Şöyle ki, bu düzenlemeyle toplum, “müftüye nikâh kıydıranlar” ve “belediyeye nikâh kıydıranlar” diye bir kez daha bölünecektir. Müftülere nikâh kıydıranların ne kadar dindar, belediyelere nikâh kıydıranların ise dinsiz olduğu teması işlenecektir” ifadelerini kullandı.

Toplumun karşı karşıya olduğu farklı kırılma hatlarının bu defa doğrudan doğruya toplumun bel kemiği olan aile kurumunun içine gireceğini kaydeden Feyzioğlu, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“İşte bu sebeple resmi nikâh, Anayasamızın 174/4. maddesiyle koruma altına alınmış olan İnkılap Kanunları arasında sayılmaktadır. Şu halde; dini nikâhı resmileştiren düzenleme Anayasanın özüne aykırıdır.

Ortadoğu’nun iç savaşların pençesinde yakılıp yıkılmasının arkasında laik toplum ve devlet düzenlerinin yerleştirilememiş olmasının en temel sebep olduğu ortaya çıkmıştır.

Küresel güç odaklarının Ortadoğu’nun yangınını Türkiye’ye sıçratmak için sahneledikleri tüm oyunların şu ana kadar boşa çıkmış olmasının sebebi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluştan itibaren laik bir düzeni benimsemiş olmasıdır. Masumane gibi görünen gerekçelerle takdim edilen müftülük nikâhının resmileşmesi ise laik düzeni doğrudan tehdit etmektedir.

Bu gerçekleri ve duyduğumuz derin kaygıyı başta kadınlar olmak üzere toplumun tüm kesimleri ile siyasi iktidarın ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin dikkatine sunuyoruz.”

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim