Bu neden ve gerekçelerle yeniden halkçı, devletçi bir devlet yapılanmasına ihtiyaç olduğunu görüyor, söylüyor ve bunu hemen istiyoruz” dedi.

Korona virüsünün (Covid 19) hızla yayıldığı, karantinaların, yasakların, üzüntülerin, ölümlerin, psikolojik, sosyal ve ekonomik sıkıntıların hızla arttığı bu günlerde Atatürkçü Düşünce Derneği olarak düşüncelerini ve önerilerini kamuoyuyla paylaşmak istediklerini vurgulayan Demirer, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Devletimiz hastalık konusunda şeffaf olmalı, bilgileri halkımızdan saklamamalı, paniği, endişeyi arttıracak bir ortam yaratmamalıdır.

Bilim kurulunun bütün önerileri siyasi ve ekonomik çıkar düşünülmeksizin eksiksiz yerine getirilmelidir.

Devlet, iş yerleri kapanan bütün işçilere, esnafımıza, çiftçimize, ücretli öğretmenlere, çalışma ve iş bulma imkânı bulamayan tüm halkımıza ekonomik destek vereceğini derhal açıklamalıdır. İşten çıkarmalar yasaklanmalıdır. Elektrik, su, doğalgaz, sağlık faturaları bu süreçte devletçe karşılanmalı; borç ve kredi ödemeleri faizsiz şekilde ertelenmelidir.

“Evde Kal Türkiye" kampanyasının gerçekleşebilmesi ve hastalığın yayılmasına engel olmak için “kontrollü sokağa çıkma yasağı kararı” derhal alınmalıdır.

Hastalığın yayılması nedeniyle başlayan bireysel ve örgütlü yardım kampanyaları sosyal dayanışma kültürümüzün açık göstergesidir. Sanatçıların, sporcuların, iş insanlarının başlattığı kampanyaya başta Cumhurbaşkanı, bakanlar ve milletvekilleri olmak üzere tüm siyasetçiler katılmalıdır. Onlardan Nisan maaşlarını bağışladıklarını açıklamalarını bekliyoruz.

Ayrıca TBMM, kuruluşunun 100.Yılında (23 Nisan 2020) toplanarak milletvekili maaş ve ödeneklerinde indirim kararını 1.TBMM ruhuyla, oy birliğiyle kabul etmelidir. Bunlardan elde edilecek gelirin işsizlik fonuna aktarılacağı duyurulmalıdır.

Tam bağımsızlığın birinci şartı ekonomik bağımsızlıktır. Devlet bütçesinin kısıtlı imkânları büyük bir özen ve hassasiyetle kullanılmalıdır. Bu bağlamda; kullanılamayan köprüler, otoyollar ve havaalanları için anlaşmalardan kaynaklanan dolar üzerinden garantili ödemeler derhal durdurulmalı, sonradan yapılacak ödemeler de TL'ye çevrilmelidir.

“Kanal İstanbul” gibi ülkemiz ve çevremiz açısından son derece tehlikeli ve hayali projelere kaynak aktarımından vazgeçilmelidir.

Başta stratejik önemi olan şeker fabrikaları olmak üzere, özelleştirilen fabrikalar plan dâhilinde yeniden kamulaştırılmalıdır.

Sağlık personelimizin korunması ve arttırılması için derhal harekete geçilmeli, sağlık ordusunun önemi fark edilmeli ve sağlık sektöründe kamu yatırımları arttırılmalıdır. “Yap, İşlet, Devret” mantığıyla ve hasta garantili olarak yaptırılan "şehir hastaneleri" uygulamalarından vazgeçilmeli, yapılanlar derhal kamulaştırılmalıdır.

Halka doğrudan hizmet veren belediyelerin bütçe ve alacaklarında yapılan bütün kesintilere son verilmelidir.

İçinde bulunduğumuz şartlarda bir zorunluluk haline gelen uzaktan eğitim, aklın ve bilimin gerektirdiği şekil ve yöntemlerle yapılmalı, siyasetten uzak durulmalı, tarikat ve cemaatlerin propaganda alanına dönüşmemelidir.

​Corona Virüsü salgını nedeniyle hapishanelerdeki yoğunluğu azaltma gerekçesiyle yapılacak infaz düzenlemesinden, toplumsal sorunları daha da arttıracak kesimlerin yararlanmasının önüne geçilmelidir. Kadına şiddet, taciz, tecavüz suçlularıyla, uyuşturucu çetelerinin bu infaz yasasından yararlanması engellenmeli, düşünce suçları kapsama alınmalı, cezaevindeki gazeteciler serbest bırakılmalıdır.

Tüm sorunların, demokratik, laik, aklın ve bilimin rehberliğini kabul eden, halkıyla omuz omuza, halkçı bir yönetim ile aşılabileceğini, tarihsel tecrübemizle biliyoruz.

Devlet desteğiyle, evde kalarak ve büyük bir dayanışmayla bu zor günleri atlatabiliriz.

Bu neden ve gerekçelerle yeniden Halkçı, Devletçi bir devlet yapılanmasına ihtiyaç olduğunu görüyor, söylüyor ve bunu hemen istiyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim