İnşaat Mühendisleri Odası’nın uzun yıllar Çorum Temsilcisi olarak görev yapmış olan duayen inşaat mühendisi Turan Damar, Mimar Sinan’la ilgili yazısında, Büyük Usta’nın çok önemli eserler bıraktığını hatırlatarak, teknoloji, bilgi ve imkanların sınırsız olduğu çağımızda, yeni Sinan’ların yetişmesi temennisinde bulundu.

MİMAR SİNAN’ I ANMA HAFTASI

(Doğum tarihi: 1491 veya 1492- Vefat tarihi: 9 Nisan.1588)

Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Corona-Virüs 19 salgınından hastalanan vatandaşlarımıza acil şifalar, vefat edenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bu süreçlerde başta canla başla çalışan sağlık personeline, tüm kamu görevlilerine, basınımızın fedakar insanlarına , mücadele süreçlerinde kurallara uyan, alınan tedbirleri uygulayan ve kolaylaştıran tüm vatandaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyor, en kısa sürede güzel günlere geri dönmeyi ümit ediyorum. Bu duygu ve düşünceler içerisinde, Büyük Usta Mimar Sinan ı inşallah daha güzel zamanlarda anma imkanımız olur.

Mimar Sinan’ın, Kayseri’nin Ağırnas kasabasında tahmini 1491 veya 1492’de doğduğu tahmin edilmektedir. Sinan : Yıldırım Beyazıt I , Yavuz Selim I , Kanuni Sultan Süleyman I , Selim II , Murat III olmak üzere 5 padişah döneminde yaşamıştır. 1538 yılında I. Selim döneminde Mimarbaşı Acem Ali’nin vefat etmesi üzerine SERMİMAR (Mimarbaşı) görevine getirilmiştir. 3 padişah döneminde ; Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Mahmut dönemlerinde 50 yıl SERMİMAR olarak görev yapmıştır.

Sinan’ın 50 yıllık Sermimarlık döneminde Balkan yarımadasının kuzey bölgelerinden , Arap yarımadasının güneyine kadar eserleri vardır. Mimar Sinan’ın eserlerinde yapı çeşitliliği şöyledir : Toplumsal ortak kullanım binaları camiler, türbeler, özel mezarlıklar, imaret binaları, eğitim- sağlık tesisleri, ikamet amaçlı konaklar, prestij meskenleri, ulaşım tesisleri, su teminiyle ilgili tesisler... Sinan’ın Sermimarlık döneminde kamu ortak kullanımı bina türü yapılardan ve tesislerden 470’i aşkın adet yapılmıştır.

Çekül yayınlarının daha yakın tarihli bir çalışmasında İstanbul ve yakın çevresinde binalar, köprü su yolu tesisi gibi sanat yapılarından toplam 100 kadar bulunduğu belirtilmektedir. Bunlardan 70 kadarının hizmet görür durumda olduğu, geri kalanlarının yok olduğu ya da kalıntı parçalarına indirgenmiş olduğu kaydedilmektedir.

Mimar Sinan eserlerinin dağılımı, 92 cami, 52 mescit, 57 medrese, 26 dar-ül kura, (Osmanlıda cami, mescit gibi yerlerin hemen yanıbaşında kuran okuma yeri) , 17 türbe, 17 imarethane, 3 hastane, 5 su yolu, 9 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen (hazine, define konacak yer ), 48 hamam eserleri arasındadır. Bu kadar çok sayıda eser üreten Mimar Sinan, mesleğinde kendi gelişimini şöyle ifade eder: “Şehzade Mehmet Camii çıraklık ürünüm. Süleymaniye kalfalık yapıtım , Selimiye ise ustalık eserimdir”...

Mimar Sinan Selimiye Camii’ni yaptığında 86 yaşındadır. Sinan’ın sermimarlığının ilk 10 yılındaki en mükemmel yapıtı Şehzade Mehmet Camii’dir. Cami yapısının ana kubbesi tuğladan örülmüştür. 16. yüzyıl ortalarında İtalya’daki sanat ve mimarlık çevrelerinin, bu kadar çok sayıda şaheserler üreten Mimar Sinan’ın yaptıklarını izlemek üzere İstanbul’da bir grup uzmanı görevlendirdikleri yolunda kayıtlar mevcuttur. Yaptığı işlerde öyle bir ustalık mertebesine ulaşmıştır ki, her yeni yapıt onun için bir değişiklik arayışının kaynağını oluşturmuştur.

Süleymaniye Camii 1557 yılında hizmete girmiştir. Anadolu toprakları dışında Şam’daki Süleymaniye Camii ve imaret yapıları 1553 yılında tamamlanmıştır. Bunlar alışılmış Anadolu topraklarının dışında fetihlerle ele geçirilen yörelerde devletin imarcı faaliyetlerde oluşunun kuvvetli örnekleri arasındadır. Süleymaniye Camii’nin açılışını Kanuni Sultan Süleyman 7 Haziran 1557 tarihinde Mimar Sinan’a yaptırmıştır. Bu ne büyük ödüllendirme, ne büyük tevazudur. Günümüzde temennim Mimar ve Mühendislerin bu tür ödüllendirmelere muhatab olmasıdır.

Mesleğini en üst düzeyde icra eden Mimar Sinan günümüz meslekdaşlarına örnek olacak etiğe bağlılık, mesleğe saygı, teknolojik öngörü gibi unsurların hepsine birden derin bir bağlılık göstermiştir. Sinan’ın yaşadığı dönemde yığma kargir yapı sistemi kullanılmıştır (ahşap karkas dışında). Yapının bütün elemanları ‘BASINÇ’a çalışmaktadır. Çok sonra yapı taşıyıcı sisteminde çelik ve betonarme yapılar ortaya çıkmıştır. Değişik biçimlerde çekmeye de çalışan tasarımlar geliştirilmiştir. O günlerde yalnız kemer, kubbe ve direkler (kolonlar) vardır. Kemerleri bir yönde ilerletirseniz TONOZ, kendi ekseni etrafında döndürür iseniz KUBBE’yi elde edersiniz.

KUBBE:

Sinan ın çok üstün Mimarlık ve Mühendisliğinin evrensel yapı sanatına olağanüstü yansımaları arasında KUBBE çok özel bir yere sahiptir. KEMER, KUBBE, TONOZ formlarında simgeleşen eğrisel form güzelliği geçmişin Mimar ve Mühendisleri için hep yoğun bir çekicilik oluşturmuştur. Eğrisel yapı parçalarının en sadesi KEMER ‘dir. Eski dönemlerde taş parçalarının yan yana veya üst üste konulması ile inşaat yürütülmüştür. Yan yana dizilerek bir kemer yaratıldığında göze estetik geleceği açıktır. Ancak kemerin iki ucunda onu destekleyen sağlam kitlesel destekler bulunmazsa taş parçaları çözünür ve dağılır. Bu dayanaklar güçlü biçimde oluşturulursa kemer yapısının uçlarında önemli tepki kuvvetleri oluşur. Bu kuvvetler kemer kitlesinde dıştan içe yönelmiş ve kemerdeki taş bloklarını sıkıştırıp yerinde tutan etkiler yaratır. Geniş bir iç mekana örtü oluşturmak için çok sayıda kemerin yan yana gelmesi ile tonoz denen örtü yapılarına ulaşılır. Eğrisel yüzeyli taş veya tuğla yük taşıyıcı ve aktarıcı yapı türlerinin en ileri ve karmaşık türü KUBBE’dir. Tuğladan yapılmış ana kubbeyi alt ucunda çepeçevre saran iri taşlarla oluşturulmuş bir dayanak sistemine KASNAK diyoruz. Bu kısmi kubbe geometrisine sahip dış destekler iç mekanda boyut uygunluğu ve uyumu sağlamış 4 adet kemere dayanmaktadır. Bu kemerlerin birbirlerine komşu geldikleri yerlerdeki dayanakları ise iri ayaklar(kolonlar)dır. Bu iri kolonlara FİL AYAĞI da denmektedir. Bu fil ayakları dıştan bakınca taşlar yüzeyi kaplar, içleri ise boş olup gevşek dokulu dolgu malzemesi bu boşluğu kısmen doldurur. Bu dönemde atalet momenti, rijitlik gibi tanımlar gelişmemiş olsa bile sağlam dış cidardan yapılıp ortası boş bırakılmış ise de kolonun güçlü bir direnç gösterebileceğini Sinan gibi dev bir usta sezgiyle kestirmiştir. Süleymaniye sonrası döneme , kentsel imar işlerinin yanı sıra büyük alt yapı projeleri de damgasını vurmuştur. Bu projelerle Mühendislik yönü ağır basan büyük altyapı projeleri gerçekleştirilmiştir.

SİNAN’IN MÜHENDİSLİK YAPILARI

Kanuni Sultan Süleyman’ın Sinan’a yönelttiği övgülerinde, Ser Mimaran-ı cihan ve Mühendisan-ı devran lakaplarının ikisi birdenyer alıyordu. Bunlar bütün cihanın başmimarlarından ve tüm yaşanan devirlerin mühendislerinden olma gibi taltif dolu unvanlardır. Sinan, Mimarlık ve Yapı Mühendisliğini tam bir uyum içinde uygulamıştır. Mühendislik yapıları grubunda yol ve karayolu geçiş tesisleri, köprüler, tüneller, ve mühendislik yapılarının bir alt gurubunu oluşturan su mühendisliği tesisleri, suyun kaynaktan kentlere nakli ve dağıtılması yapılarıdır. Bu yapıları başarıyla uygulamış, hizmete sunmuştur.

SİNAN KÖPRÜLERİ

İstanbul- Edirne yolu (Saltanat yolu) üzerinde 9 ila 12 köprü yapmıştır. Bunun 3 adedi sınırlarımız dışında 9 adedi Trakya ve Anadolu’dadır. Saltanat yolu üzerinde bulunan köprüler:

1529 yılında yapılan Meriç üzerindeki Çoban Mustafa Paşa Köprüsü

Odabaşı Köprüsü

Kanuni Sultan Süleyman Büyükçekmece Köprüsü

Kapıağası Köprüsü

Kanuni Sultan Süleyman Silivri Köprüsü

Sokullu Mehmet Paşa Marmaracık Köprüsü-Büyükçekmece

Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü- Lüleburgaz

Sokullu Mehmet Paşa (Sinanlı Köprüsü)- Babaeski

Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü- Edirne

Alpullu (Sinanlı)’da Ergene ırmağını aşan köprüsü, Sinan’ın en önemli köprüsü olarak değerlendirilmektedir. Orta gözünün açıklığı 20 metreyi bulan bu olağanüstü yapı taş köprücülük sanatının dünyadaki başarılı örnekleri arasındadır.

Mimar ve Mühendisin aynı ve tek adam olduğu dönemlerde mekân ile yapı karkası birlikte düşünülmesi doğal bir olguydu. Son 150-200 yıllık dönemde Mimarlık ve Mühendislik iki ayrı disiplin olarak ayrıştı. Bina işleri ağırlıklı olarak Mimar’ın yetki ve sorumluluğuna verildi. Köprü başta almak üzere diğer iletişim tesisi yapıları ile su, kıyı liman hidrolik etkileri kontrol etmeyi ve yararlı eylemlere dönüştürmeyi amaçlayan yapılar çok ağırlıklı olarak mühendis egemenliğine terk edildi. Mimarlık ve Mühendisliğin ayrı ayrı alt ayrıntılar uzmanlığına gidişi 19. Yüzyılın ilk yarısında endüstri devriminin gücünü hissettirmeye başlaması ile ortaya çıkmıştır.

SU YAPILARI

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan’ın bizzat ilgilendiği kapsamlı suyolu şebekeleri inşaatına girişilmiştir. Mimar Sinan’ın Edirne bölgesi için düzenlediği 1530 yılında inşa edilmiş TAŞLI MÜSELLİM SU YOLU bunlardan biridir. Diğer su yolu yapılarına gelince : KIRKÇEŞME SU YAPILARI Mühendislik tarihinin en önemli teknik etkinlikleri arasında yer alır. Bu yapılar dünya mühendislik tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır. Kırkçeşme su yapıları 1554 yılında başlamış 1564 yılında 10 yılda bitirilmiştir. 16. Yüzyıl İstanbul su yolları için de biri Güzelce kemeri, diğeri Mağlova kemeri adını taşıyan iki olağanüstü kemerli su yolu inşa edilmiştir.

Mimar Sinan’ın bilimsel bulguları bugün kimse tarafından bilinmiyor ve kullanılmıyor. Üniversitelerde Sinan’ın bilgilerinin aktarılacağı MİMAR SİNAN MÜHENDİSLİĞİ bölümleri açılmalıdır. Mimar Sinan’ı anlamak, anlatmak, yazmak tarihimizde uzun yıllar devam edecektir.

Doğum tarihi bilinmeyen Mimar Sinan 9 Nisan 1588 tarihinde vefat etmiştir. 100 yıla yakın yaşamında 75 yıla yakın uzun bir dönemde askeri ve sivil Mimarlık-Mühendislik uygulamaları içinde olmuştur. Sermimarlık gibi kamu yönetim görevini 50 yıl boyunca icra etmiştir. 16. Yüzyıl ortalarında Kanuni Sultan Süleyman’ın dünyanın en kudretli devlet adamı gözüyle bakıldığı dönemde 28 yıl SERMİMAR olarak görev yapmasının, bu eserlerin üretilmesinde çok önemli rolü olmuştur. Teknoloji , bilgi ve imkanların sınırsız olduğu çağımızda, onun yaptıklarının kopyasını yapmak değil yeni SİNAN’ların yetişmesi ve eserler ortaya konmasını diliyorum.

Büyük ustaya Allahtan rahmet diliyorum. Hatırasına saygıyla…

Editör: TE Bilisim