Cumhuriyet’in Türk Milleti’ni, çağdaş milletler ailesinin eşit bir ferdi yapmayı amaçlayan bir büyük devrimin omurgası olduğunu belirten Akpınar, “Bu devrimin belkemiği de, hukukta devrimdir” dedi.

Cumhuriyet’in ilanını takiben; Türk Medeni Kanunu ile kadın ve erkeğin kanun önünde eşit kılındığını, Türk Ceza Kanunu sayesinde mahkemelerin o günün en ileri ve insancıl maddi hukukunu uygulayabilir olduğunu kaydeden Akpınar, açıklamasına şu şekilde devam etti: “Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile eski düzenin keyfî, kişiye göre şekil alan, insana devlet karşısında hiçbir hak tanımayan yozlaşmış kadı mahkemelerinden kurtulun muştur.

Cumhuriyet devriminin temel taşı ise laiklik ilkesidir. Sadece laik bir hukuk düzeni sayesinde, kutsal dini duyguların günlük siyasi emellere, siyasi ya da maddi güç elde etme hırslarına alet edilmesi önlenebilir. Sadece laik hukuk düzeni, insanların en temiz hislerinin sömürülmesine engel olabilir.

Halkın halk için halk tarafından yönetilmesi anlamına gelen demokrasi, sadece laik bir hukuk düzenine sahip olunması halinde kurulabilir. Hukuki güvenlik; ancak ve ancak laik bir hukuk düzeninde var olabilecek adil yargılanma hakkı sayesinde gerçekleşebilir. Her birimizin cumhuriyete ve cumhuriyet devrimlerine borçlu olduğumuz o kadar çok şey var ki… Kula kul olmadan, insanca yaşama hakkına Cumhuriyet sayesinde sahip olduk.

Bütün bunlar yüzünden; cumhuriyete, onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına, o cumhuriyeti kurarken ömrünü o yola yatırmış herkese ve bu devrimi korumaya and içmiş bütün aydınlık, onurlu ve cesur insanlara minnettarım. Bütün bunlar yüzünden; cumhuriyete sahip çıkmak zorundayım. Bu büyük bayram bizim bayramımız, coşkuyla, gururla kutlamak Türkiye Cumhuriyeti’nin her ferdinin hakkı ve görevidir.”

(Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim