“Eksikleri olsa da Türkiye’de demokrasiden hala söz edebiliyorsak; insan haklarından, kadın-erkek eşitliğinden, bilimsellikten ve çağdaşlıktan konuşabiliyorsak, Atatürk Devrimi’nin temeli olan laiklik sayesindedir” diyen Demirer, açıklamasında şunları kaydetti:

“Ne acıdır ki, Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde ‘din elden gidiyor’ bahanesiyle gerçekleşen iç isyanlar; bugün, Atatürk Devrimi’ne ve devrimin temeli laikliğe karşı ‘kindar’ bir siyasi yapıya evrilmiştir. Oysa herkes bilmelidir ki, laikliğin olmadığı bir düzende ulusal birlik ve beraberlik olmaz, huzur, güven ve toplumsal barıştan söz edilemez.

Atatürk Devrimi karşıtlarının planlı uygulamalarıyla laiklik zayıflatılmış; Köy Enstitülerinin kapatılmasıyla sekteye uğrayan aydınlanma süreci, yaklaşık 20 yıldır siyasi erki elinde tutan iktidarın uygulamaları ile büyük bir yıkıma uğramış, demokrasimiz özündeki laikliği kaybetmiştir. ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir’ diyen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ne kadar haklı olduğu içinden geçtiğimiz bu zor günlerde bir kez daha kanıtlanmıştır. Eğitim sisteminin rotasını bilimden saptıranlar umarız ne yaptıklarının ayırdına varmışlardır.

Atatürkçü Düşünce Derneği; laikliğin ne denli önemli olduğuna dikkat çekmek için Ocak 1990’da “Laikliğe Çağrı” bildirisi yayımlamış ve bildiriden sadece iki hafta sonra Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy’u şehit vermiştir.

Genel Merkez Yönetimi olarak bugün de aynı çağrıyı tekrarlıyor, Laikliğin vazgeçilmezimiz olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim