HİTÜ İslâm Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi’nce dün Meslek Yüksekokulu Yerleşkesi Ethem Erkoç Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü HİTÜ İlahiyat Fakültesi Öğr. Üyesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kâşif Hamdi Okur üstlendi.

Çok sayıda akademisyen, öğrenci ve sivil toplum kuruluşu temsilcisinin izlediği panelde, İstanbul Üniversitesi İSİFAM Müdürü Prof. Dr. Mehmet Saraç, Sakarya Üniversitesi İSEFAM Müdürü Doç. Dr. Süleyman Kaya ve İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Abdullah Durmuş konuşmacı olarak yer aldılar.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan panelin açış konuşmasını HİTÜ İslâm Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Güngör Karakaş yaptı. İslâm ekonomisi üzerinde yeterince çalışılmadığına dikkat çeken Güngör Karakaş, İslâm ekonomisinin israf ve faize karşı bir sistem üzerine kurulduğunu vurguladı.

Panel moderatörü Prof. Dr. Kâşif Hamdi Okur ise İslâm ekonomisinin, finans ve fıkıh olmak üzere iki temel boyutu bulunduğunu söyledi.

NEO-KLÂSİK İKTİSAT DÜZENİNİN ALTERNATİFİ; İSLÂM İKTİSADIDIR

Ardından İstanbul Üniversitesi İslâm İktisadı ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mehmet Saraç söz aldı.

Günümüzde dünyadaki insanların yüzde 80’inin dünya zenginliklerinin sadece yüzde 6’sına sahip olmasına rağmen, en zengin yüzde 1’lik kesimin ise dünya zenginliklerinin yüzde 50’sine sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Saraç, bu durumdan neo-klâsik iktisat paradigmasının sorumlu olduğunu vurguladı.

Böylesine büyük bir gelir ve refah adaletsizliğine rağmen neo-klâsik iktisat düzeninin varlığını; eğitim, medya ve devlet ve özel sektördeki karar mekanizmaları üzerindeki hâkimiyetine borçlu olduğunu dile getiren Saraç, “Alternatif paradigma arayışları içinde en müesses ve tutarlı hukukî zemine, sürdürülebilir ve evrensel refah amacına ve tarihi tecrübeye sahip sistem, İslâm İktisadı anlayışıdır.” dedi.

Günümüzde küresel İslâmî ekonomik sisteminin ana bileşenlerini finans, helâl gıda, tesettür giyimi, İslâmî turizm, medya ve kimyasal & kozmetik olarak sıralayan Prof. Dr. Mehmet Saraç, bütün bunların parasal büyüklüğünün ise yaklaşık 3,5 trilyon Amerikan doları olduğunu sözlerine ekledi.

Daha sonra sırasıyla Doç. Dr. Süleyman Kaya ve Doç. Dr. Abdullah Durmuş da katılımcılara, İslâm ekonomisi ve fıkıh-iktisat ilişkileri konularında değerlendirmelerini aktardılar.

(Recep SERBES)

Editör: TE Bilisim