Mezkur sendikanın taşıdığı 28 Şubat artığı zihniyetle gerçekleri saptırdığını belirten Yıldız, hakikatin çarpıtılarak kamuoyunun yanıltıldığını belirtti.

Söz konusu programın 2013 yılından beri yürütüldüğünü kaydeden Ali Yıldız, programın; Milli Eğitim Bakanlığı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı ile imzaladığı bir protokol çerçevesinde ve denetime açık olarak uygulandığını dile getirdi.

Turgut Özal İş Merkezi Belediye Konferans Salonu’nda Memur-Sen İl Temsilcisi Ahmet Saatcı, memur-Sen’e bağlı sendikaların temsilcileri ve sendika üyelerinin de hazır bulunduğu basın açıklamasında konuşan Yıldız, çarpıtma iddialarla yargıya taşınan programın değerler eğitimi ile ilgili veli talebini karşılamak üzere hazırlandığını söyledi. İddia ve çarpıtmaların aksine eğitimin teşere edilmesi değil, o alanda devletin bir başka kurumundan uzman eğitimci desteği alınmasının söz konusu olduğunu dile getiren Ali Yıldız, bakanlığın velilerin eğitimle ilgili başka taleplerini de aynı yöntemle karşıladığını, bu tür protokollerin alanında uzmanlaşmış çeşitli kamu ya da özel kuruluşlarla da imzalanabildiğini belirtti.

Programda görev alınabilmesi Kur’an Kursu öğreticisi olmak için aranan şartların yanı sıra Halk Eğitim Merkezi’nden 936 saatlik çocuk gelişimi sertifikasına sahip olma şartlarının da arandığını söyleyen Ali Yıldız, kontrol ve denetimin bizzat Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı il ve ilçe müftülükleri marifetiyle yürütüldüğünü ifade etti.

“JAKOBEN FAŞİST ANLAYIŞ”

Bu düşüncelere sahip olanların siyasi alanı tekelleştirmek için çabaladığını belirten Ali Yıldız, “Milletin İnançlarına gericilik ve irtica söylemiyle saldırmayı marifet sanan 18. yüzyıldan kalma bu aydınlanmacı pozitivist zihniyet, bütün dünyada fosilleştiği halde kimi odaklarca Türkiye'de çeşitli isim ve biçimlerde yaşatılmaya devam etmektedir. Aynı zihniyet on yıllarca siyasi alanı tekelleştirmek, bürokrasiyi elinde tutmak için Türkiye’nin mütedeyyin halkını kamusal alandan dışlamıştır. Halka rağmen halk için saçmalığını erdem, dinsizliği bilimsellik, batı düşüncesinin ilkelerini evrensellik diye yutturan bu jakoben faşist anlayış mütedeyyin halkın inanç ve değerlerine saldırmak için yalan haberler üretmekte, gerçekleri saptırmakta ve sebepler uydurmakta beis görmemektedir” dedi.

“DEĞERLERİMİZE SALDIRANLAR 28 ŞUBAT ZİHNİYETİNE SAHİP”

Kur’an programının kaldırılması düşüncesinde olanlara milletin izin vermeyeceğini belirten Yıldız, 28 Şubat’ta da darbeci kimliğiyle halkın değerlerine saldıranların yine bu zihniyette olduğunu anlattı. Yıldız, O gün darbe sürecini yalanlarıyla hazırlayanlar da, darbeyi yapanlar da, darbeyi destekleyenler de bu köhne kafanın çeşitli alanlarda tebarüz etmiş formlarıydı. Apoletli sendikacılığın en çirkin örneklerini de yine bu zihniyet 5'li çete içinde postal yalayıcılığı yaprak vermişti. Milletimiz, bu zihniyete bu güne kadar prim vermediği gibi bu günden sonra da prim vermeyecektir. Çünkü milletimiz bu zihniyeti, zulümlerine bizzat maruz kalarak tanımıştır. Ancak bu jakoben zihniyetin borusunun öttüğü zamanlar eski Türkiye'nin ibretlik sayfalarında kalmıştır. O nedenle ne attıkları çamur tutmaktadır ne de söylemleri maşeri vicdanda akis bulmaktadır” şeklinde konuştu.

Diyanet Sen Çorum Şube Başkanı Ali Yıldız, Diyanet-Sen olarak, inanç ve medeniyet değerlerini öğrenme ve öğretme azmini ifade eden söz konusu eğitimleri çok önemli görüp desteklediklerini, Diyanet kurumunu ve diyanet çalışanlarını töhmet altında bırakan, her fırsatta saldırganca tutumlar takınan ve buna sendikacılık faaliyeti diyen mezkur sendikanın yargıya taşıdığı söz konusu Kur'an Kursu programını hem anayasaya, hem yasalara hem de temel insan haklarına uygun; toplumsal bir talebin karşılanması olarak uygulandığı için meşru; inancını bilen, medeniyet değerlerini tanıyan ve taşıyan nesillerin yetişmesi için de elzem gördüklerini belirtti. Yıldız. “Bu konuda meydanı fosilleşmiş pozitivist aydınlanmacı kafaya bırakmayacağımızı bilmenizi istiyoruz” dedi. (Erkan BAYATLI)

Editör: TE Bilisim