Bu kararın uluslararası hukuka ve ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının açık bir ihlali olduğunun ifade edildiği açıklamada, Kudüs’ün İsrail tarafından ilhakının uluslararası toplum ve BM tarafından reddedildiği kaydedildi.

Filistin’in bağımsızlığını kazanmasının tarihi, vicdani ve beşeri bir zorunluluk olduğunun belirtildiği açıklamada, bölgede barış ve istikrar bakımından olumsuz yansımaları olacak bahse konu kararın, barış zeminini tamamen yok etme riski taşıdığına dikkat çekildi.

Filistin’de, Suriye’de, Mora’da, Cezayir’de, Doğu Türkistan’da, Etiyopya’da, Bosna’da, Arakan’da yaşanan kıyımlar göz önünde iken terör ve İslam dininin aynı cümlede zikredilmesinin vahşi ve saldırgan bir medeniyetin kullandığı bir algı aracı olduğunun bilindiğinin belirtildiği açıklamada, ilk kıble Mescid-i Aksa’da Hakk’ın daveti, ezan susturulmaya çalışılırken savunmasız erkek ve kadınlar şehit edilirken, bu mezalimi dillendirmenin dahi antisemitizm olarak yaftalanmasının güçlünün haklı olduğu çarpık uluslararası hukuk ve siyaset sisteminin sonucu olduğu ifade edildi. Açıklamada şöyle denildi: “Müslümanların hunharca katledildiği, sessiz kalan güçlünün haklı olduğu bir Uluslararası Hukuk Sisteminin ve onun ikiyüzlü kullanışlı araçlarını reddediyoruz.

Tüm dünyaya hatırlatmak isteriz ki Türkiye tarihin kendisine yüklediği kutsal misyonunu ifa edecek, okyanus ötesinden iftira, tiyatral operasyonlar ve karalama kampanyalarıyla engellenmek istense de din, dil ve ırk ayrımı göz etmeksizin tüm mazlumların hakkını savunmaya daha gür sesle devam edecektir. Kendilerini dünyanın efendisi, dünyanın diğer kalanını da kölesi olarak gören, kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan bencil, vahşi ve saldırgan medeniyetin mensuplarını insanlığa davet edip bu sorumsuz açıklamayı yok hükmünde sayıyor ve şiddetle kınıyoruz.”(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim