Sermayenin ve iktidarların 45 yıllık düşü olarak 11. Kalkınma Planı’ndan Yeni Ekonomik Program’a kadar bütün politika belgelerinde yer alan hedefler ve IMF’nin tüm raporlarında geçen “tavsiyelerini” hayata geçirmek doğrultusunda işçi sınıfının “sinir uçları” ile oynandığını belirten Öztürk, “Bir yandan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi adı altında kıdem tazminatımız fona aktarılarak, bir yandan da 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanlar başta olmak üzere esnek-güvencesiz çalıştırmayı yaygınlaştırarak kıdem tazminatı hakkı yok edilmek istenmektedir” dedi. 
“Pandemi koşullarında 82 milyon insan yaşam mücadelesi verirken, işçiler olarak bizler, canımızı, işimizi ve gelirimizi korumak için mücadele verirken, işsizlik rekorlar kırmışken, ülkeyi yönetenler kıdem tazminatımıza el uzatmakta ve daha esnek, daha güvencesiz, kölece çalışma dayatmaktadır” diyen Öztürk, açıklamasında şunları dile getirdi:
“DİSK olarak;  salgın koşullarında dahi bir bütün olarak, sendikalı-sendikasız tüm işçilerin hak gaspına kalkışanlara karşı işçi sınıfının biriken öfkesini ve bu saldırıları püskürtme kararlılığını görmekte ve bu kararlılığı örgütlü bir güce dönüştürme iradesini dile getirmektedir.
Ayrıca bu kadar önemli bir sürecin, Hükümet tarafından gazete köşelerine sızdırılan kimi bilgilerle, dinamik bir süreç olan çalışma hayatının tanımlı mekanizmaları işletilmeden, Anayasal bir kurum olan Ekonomik Sosyal Konsey, yasal bir kurum olan Üçlü Danışma Kurulu gibi mekanizmaları çalıştırmadan kapalı kapılar arkasında yapılan “müzakereler” yoluyla tartıştırılması kabul edilemez.
Kıdem tazminatını ortadan kaldırmaya, daraltmaya, budamaya, işçi sınıfının belirli kesimlerini bu haktan mahrum etmeye yönelik her girişim, direniş ile karşılanacaktır.
Kıdem tazminatını bir işveren sorumluluğu olmaktan çıkaracak, iş güvencesi dayanağı işlevine son vererek işten çıkarmaları kolaylaştıracak, işverene iş sürecinde keyfiyet olanağı verecek, son ücret ile bağını kopararak kıdem tazminatının miktarını düşürecek planların müzakere edilecek hiçbir yanı yoktur. Fon, kıdem tazminatımıza, birikmiş emeğimize ve geleceğimize el koymak demektir.
Kıdem tazminatı ile ilgili konuşulacak tek şey, mevcut sistemin güçlendirilmesi, kuvvetlendirilmesi, bir gün bile çalışsa tüm işçilerin istifa hali dahil kıdem tazminatı alacağı bir düzenlemenin yapılması ve işverenler işçilere kıdem tazminatını vermediğinde devletin kanun hakimiyetini sağlamasıdır.”

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim