Son yıllarda yargı bağımsızlığı ve demokratik hukuk devletinin diğer ilkeleri ile birlikte özgürlüklerin de kısıtlamalara tabi tutulduğunu belirten Baro Başkanı Altan Akpınar, “15 Temmuz darbe girişimi arkasından, darbeye karşı tüm siyasi partilerin ve toplumun gösterdiği tutum ülkemiz açısından bir şanstı. İktidar partisi bu şansı KHK eliyle kötüye kullanmaya başlamıştır. Çıkarılan KHK ve yapılan uygulamalar ülkenin demokrasiden ve hukuktan uzaklaşmasını sağlamıştır” dedi.
Bunun yanında en son çıkan 676 nolu KHK ile hukuk alanında önemli değişiklikler yapılarak yargılamada savunma hakkı ve avukatlar aleyhine ciddi kısıtlamalara gidildiğini kaydeden Akpınar, açıklamasına şu şekilde devam etti:



“Yeni KHK’ ye göre darbe ve terör suçlarından gözaltına alınan şüphelinin avukatıyla görüşmesi hâkim kararıyla 24 saat süreyle kısıtlanabilecek.
Terör suçlarından yargılanan veya soruşturulan şüpheli ve sanığın avukatı hakkında, aynı suçlardan soruşturma veya dava açılırsa avukatlık görevi yasaklanabilecek. Bu yolla özellikle FETÖ ve diğer örgüt davalarını savunan ve aynı dosyasının şüphelisi olan avukatlar devre dışı bırakılabilecek.
Ayrıca darbe ve terör suçlarından yatan kişilerin avukatlarıyla yapacağı görüşmeler, hâkim kararıyla teknik cihazlarla sesli ve görüntülü olarak kaydedilecek.
Hükümlü ve avukat görüşmesi, örgütlere talimat içermesi durumunda sonlandırılacak. Bu durumda hükümlünün avukatlarıyla görüşmesi 6 ay süreyle yasaklanabilecek.
Ayrıca mahkeme sanığın duruşmaya getirdiği tanığı “ davayı uzatmak amacıyla” diyerek dinlenmesini reddedebilecek. Duruşmada avukatın bulunması şartı,” mazeretsiz olarak duruşmayı terk etme” durumunda geçerli olmayacak ve hâkim celseye devam edebilecek.
Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından yürütülen kovuşturmalarda, yani görülen davaların duruşmalarında en çok üç avukat hazır bulunabilecek. Yani sanıklar ve müştekiler kendisini üçten fazla avukat ile savunamayacak.
Avukatın mazeretsiz duruşmayı terki halinde duruşmaya devam edilebilecek.
Bu düzenlemeler ile insanların temel haklarından olan savunma hakkı kullanılamaz hale getirildiği gibi, ceza hukukunun temel ilkeleri de yok sayılmaktadır.
Ayrıca OHAL ve KHK uygulamaları nedeniyle açılacak davalarda yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin ödenmemesi ile hak arama hususu imkânsız hale getirilmektedir.
KHK ile yaratılan olağanüstü duruma karşı insan haklarını, hukuku, demokrasiyi savunmak tüm avukatların ve baroların görevidir. Bu nedenle tüm duyarlı kesimleri hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı durmaya ve birlik olmaya çağırıyoruz.”
(Yusuf ÇINAR)
 
Editör: TE Bilisim