Postane önünde toplanan KESK üyeleri adına konuşan BES Çorum Şube Başkanı Ertuğrul Alper, fiyatlar sürekli artarken, resmi enflasyon rakamlarının düşmesinin mümkün olmadığını savundu.

TÜİK’in Türkiye’de hayat pahalılığının, döviz kurunun, faizlerin rekor üstüne rekor kırdığı bir ortamda enflasyonun düştüğünü iddia ettiğini savunan Alper, “Emekçilerin temel tüketim ve ihtiyaç maddelerinde yaşanan gerçek enflasyon en az yüzde 50 civarında olmasına rağmen ne yapıp edip resmi enflasyonu yüzde 20,3’te tutmayı başarmıştır. Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamlar tamamen geri alınmalı, temel tüketim ürünlerine hiçbir şekilde zam yapılmamalıdır. Tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine ve vergi dilimi soygununa son verilmelidir. Toplumsal yararı, vergide ve gelir dağılımında adaleti sağlayan, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı, emekten yana, katılımcı, şeffaf hesap verebilir demokratik bir bütçe hayata geçirilmelidir” diye konuştu.

YAŞANAN GERÇEK ENFLASYON DÜŞÜK GÖSTERMEKTE

Konuşmasının devamında TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarını eleştiren Alper, “Yine enflasyon hesabında dar gelirlilerin, emekçi kesimlerin en yüksek oranda harcama yaptığı gıda ürünlerinin ağırlığını 2011 den bugüne 4,57 puan aşağı çekme başarısı da TÜİK’e aittir. Ülkemizi mutluluk sırlamasında 145 ülke içinden sadece Tunus, Yemen ve Afganistan’ın önünde 142. sırada gösteren uluslararası araştırmayı elinin tersi ile iterek halkın yüzde 58’inin mutlu olduğunu ilan eden, böylece bizi çekemeyen ecnebilere misliyle karşılık veren de aynı TÜİK’tir.

Elbette ki TÜİK derken bu kurumda bin bir zorluklar içinde çalışan, emeğinin karşılığını alamayan emekçileri kast etmiyoruz. Hükümetten aldığı talimatla yaşanan gerçek enflasyonu düşük göstermek için rakamlara ters takla attıran yönetici takımından bahsediyoruz. Öte yandan asıl sorumlunun ülkede yaşanan krizin faturasını emekçilere yıkmak için politika üretenler olduğu da açıktır.

Ne yazık ki, yaşanan süreç; ücretli kesimler, dar gelirliler başta olmak üzere toplumun % 99’unu sorumlu olmadıkları ekonomik krizin faturasını ödememek için omuz omuza vermeye çağıran, bu doğrultuda 31 Ekim’de ‘Yoksullaşmaya, İşsizliğe, Güvencesizliğe Karşı Birlikte Mücadele’ programını açıklayıp 17 Kasım ile 22 Aralık tarihleri arasında İzmir, Samsun, Adana, Diyarbakır, İstanbul Bölge Mitingleri ile yurdun dört bir yanındaki emekçilerle, halkla buluşan konfederasyonumuz KESK’i haklı çıkarmıştır.

Evet, bizler en başından beri ülkeyi yönetenlerin asıl hedefinin enflasyonu düşürmek değil, enflasyonu düşük göstererek çalışanların maaşlarını, ücretlerini baskılamak olduğunu ifade ettik. 5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine verilmesi gereken enflasyon farkını düşük tutmak için her yolun deneneceğini söyledik” dedi.

ALİ CENGİZ OYUNLARINA YENİLERİ EKLENİYOR

‘Hedefleri tutturduk, hatta YEP ile hedeflenen enflasyonun altına indik’ söylemlerinin inandırıcı hiçbir yönünün bulunmadığını kaydeden Alper, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Ortada olan şey hedef tutturma değil, yıllardır oynanan Ali Cengiz Oyunlarına yenileri eklenerek bulunan rakamları enflasyon diye yutturma çabasından ibarettir. Ancak işçiler, emekçiler yıllardır oynanan bu oyunları bugün çok daha net görmektedir.

Bugün kamu emekçileri olarak elimize geçen maaşlarımızı gösteren bordrolarımız da bu oyunları açığa çıkarmakta, artan yoksulluğumuzu belgelemektedir.

Buna rağmen, Yıla yüzde 7 enflasyon hedefiyle başlayıp, yılsonunda gerçekleşen yüzde 20,30 oranlı enflasyona sevinmek.

Yılın başında 1 dolar 3,76 TL iken yılın sonunda1 doların yüzde 41 artışla 5,30 TL’ye çıkmasını ‘dövizi frenledik’ diye yorumlamak

yılın başında % 1,2 olan ihtiyaç kredisi faiz oranı yılın sonunda neredeyse iki katına çıkmasına rağmen “hedefleri tutturduk” nutukları atmak halkın aklıyla dalga geçmektir.

Öte yandan 31 Aralık 2018 tarihinde açıklanan Gelir Vergisi tarifesi çalışanların dilim dilim soyulmasına devam edileceğini ispatlamaktadır. Yeniden Değerleme Oranı %23.73 olmasına rağmen geçtiğimiz yıl 14.800 TL olan birinci vergi dilimi %21 oranında arttırılarak 18.000 TL, 34.000 TL olan ikinci vergi dilimi ise sadece %17 arttırılarak 40.000 TL olarak belirlenmiştir.”

“DOST ZOR GÜNDE, DAR GÜNDE BELLİ OLURMUŞ”

İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz koşulları hangi konfederasyonların, hangi sendikaların kamu emekçilerinin hakları için mücadele ettiğini de göstermiştir. Sadece kamu emekçilerinin değil, tüm ücretli kesimlerin yaşamını alt üst eden ekonomik krize karşı kamu hizmetleri alanında sesini yükselten tek konfederasyon KESK olmuştur.

Lafa gelince kendisini beş milyon kamu emekçisinin ve emeklinin tek yetkilisi gibi gösterip böbürlenenler sıra işe, emeğin haklarını savunmaya gelince ortada gözükmemiştir. Bugüne kadar altına imza attığı satış sözleşmeleri ile kamu emekçilerinin ve emekliklerinin mali, sosyal, özlük pek çok hak kaybı yaşamasına yol açan malum yandaş konfederasyon yönetimi karnından konuşmaya devam etmektedir.

Yaşanan kayıpların telafisini istemek yerine “Kamu Görevlilerinin 2019 Yılı Ocak Ayı İtibariyle Maaşları % 10,70 arttı” gibi suya sabuna dokunmayan garabet açıklamalara imza atmayı tercih etmektedir.

Bizler, KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli çalışma, güvenli bir gelecek mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Zam isteklerini dile getiren KESK üyeleri, açıklamanın ardından yanlarında getirdikleri bordrolarını yakarak tepkilerini gösterdi. (Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim