Siyasi irade ve ekonomi yönetiminin, enflasyonla mücadele kararlılığı ile toplumsal kesimleri enflasyona karşı koruma sorumluluğunu birlikte ele alması gerektiğini belirten Saatci, “Aile bütçelerinin gider tarafındaki yükselmeyi engellemeye dönük fiyat artışlarını frenleme çabalarının yanında aile bütçelerinin gelir tarafındaki tutarları yükseltme amacıyla maaş ve ücret artışları için gaza basma hamleleri de hayata geçirilmelidir.” dedi.

Kamu görevlilerinin mahkûm edildiği artan vergi yükü ve azalan maaş garabetinin sona ermesi gerektiğini belirten Saatci, açıklanan enflasyon rakamlarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede şu görüşleri dile getirdi:

“Enflasyon farkı kaynaklı artışlarla maaş bordrosundaki tutarları yükselen (gerçekte reel gelir kaybı yaşayan) kamu görevlilerinin gelir vergisi tutarları da buna bağlı olarak artmakta, bir yönüyle vergi yükü arterken maaşları/net gelirleri azalmaktadır. Bunun temel nedenlerinden biri ise, devlet tarafından sunulan ve mal ve hizmetlere yeniden değerleme oranı kadar artış yapılırken, gelir vergisinin hesaplanmasına esas matrah tutarlarında yeniden değerleme oranından daha düşük düzeyde artış yapılmasıdır. Buna bağlı olarak, kamu görevlilerinin yılın çok daha erken aylarından itibaren %20-27 oranında gelir vergisi ödemek durumunda kalmaktadır. 2018 yılı enflasyon verisinin yüksek seyretmesine bağlı olarak yeniden değerleme oranı da yüksek çıkacağı kesindir. Buna rağmen matrahlarda, yeniden değerleme oranından daha düşük oranda artış yapılmaması halinde, 2019 yılında kamu görevlileri çok dana erken aylarda yükse orandan gelir vergisi ödemek durumunda kalacaktır. Bu çerçevede, 2019* yılı gelir vergisi matrahlarının da geçmiş yıllarda bu yönde yapılan hataları da telafi edecek şekilde belirlenmesi ve bu sayede kamu görevlilerinin gelir vergisi mağduriyetinin de giderilmesi gerekmektedir.”

(Recep SERBES)

Editör: TE Bilisim