Sözleşmenin feshinin tek adam rejiminin inşasında atılan adımlardan biri olduğunu belirten Gökmen, “Bir gece yarısı alınan fesih kararı kadınların canının iktidarın bekası uğruna feda edilebileceğinin ilamıdır. Kadınların haklarıyla birlikte yaşama iradesine açıktan bir meydan okumadır. Bu fesih kararı sadece kadınların değil tüm emekçi halkımızın iradesine yapılmış bir saldırıdır. Bu topyekun saldırıya ancak topyekun bir mücadeleyle karşılık verilebilir. Tüm emekçi halkımızı demokrasi için mücadeleye ve İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi. 
“DEVLET KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ 
ÖNLEMEK İÇİN HİÇBİR ADIM ATMAYACAK”
İstanbul Sözleşmesi'nin, kadına yönelik şiddeti cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak değerlendiren, devletleri ulusal düzeyde yasa ve uygulamalarla eşitsizliği ve ayrımcılığı ortadan kaldırmakla yükümlü kılan ve kadınların uzun mücadeleleri sonucu yürürlüğe girmiş en önemli uluslararası sözleşmelerden biri olduğu vurgulayan Gökmen, “Sözleşmeyi fesheden Tek Adam Tek Parti yönetimi, kadın cinayetleri ve şiddetin ifrada vardığı böylesi bir döndemde kadınların karşısında bir taraf olduğunu da ilan etmiştir. Özellikle pandemi döneminde yoksulluk ve şiddet cenderesine hapsedilmiş milyonlarca kadına 'Sizi şiddetten koruyucu hiçbir tedbir alınmayacak, devlet kadına yönelik şiddeti önlemek için hiçbir adım atmayacak' denmektedir” ifadelerini kullandı.
 

Editör: TE Bilisim