Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi’nin organize ettiği “Kadın Hakları” konulu söyleşi dün vakıf merkezinde çok sayıda vatandaşın katılımıyla gerçekleştirildi.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan ile birlikte CHP eski Merkez İlçe Başkanı İsmail Kalender, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Gülhan Eke, Hacı Bektaş Veli Vakfı Şube Başkanı Dede Nurettin Aksoy, Vakıf Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda vatandaşın katıldığı etkinlikte Yaşar Selman büyük ilgi gördü.

Dede Nurettin Aksoy’un birlik beraberlik vurgusu yaparak başladığı konuşmasının ardından Geçmez ve Kaplan da birer konuşma yaparak kadın haklarının önemine değindi. Programda daha sonra ise Kadın hakları savunucusu, sendikacı, yazar, CHP Parti Meclisi Üyesi Yaşar Seyman salondakilere yaklaşık bir saat süren bir konuşma yaptı.

Yeni yazdığı “Benazir” isimli kitap için gittiği Pakistan’dan geldiğini söyleyen Yaşar Seyman, Pakistanlı kadın şair Pervin Şakir’in “Saflık ve ahmaklık arasında ince bir çizgi vardır: Benim ülkemde geçen yağmur mevsiminden sonra, öyle bir koku yayıldı ki uyuşturan... Onun etkisiyle halkımın bütün akıllıları gözlerine perde çekip bekler oldu” isimli şiiri ile konuşmasına başladı.

Kadını konuşmak ve tanımanın çok zor olduğunu, en demokrat erkeğin bile konuşmalarında “Siz erkekleri yetiştirmiyor musunuz?” dediğini, ama kendilerinin yetiştirdiği erkeklerin toplumun içine girdiğinde toplumun egemen bakışına göre evrildiğini belirten Seyman, 25 yıl boyunca kadın hakları konusunda sendikalarda çalıştığını, halen BM’de kadına yönelik şiddet uzmanı olarak görev yaptığını hatırlattı.

“KADINLARIMIZ ÖZGÜR OLMALI”

Kadınların özgür olduklarında hayatı değiştirebildiğini, Atatürk’ün Cumhuriyeti kurduğunda yol arkadaşı kadınları unutmayarak onlara haklarını Avrupa’dan bile önce verdiğini söyleyen Seyman, “Bizim ülkemizde yazısız yasalar kadının önünde barikat oldu büyüdü. Türkiye’yi yazısız yasalar yönetiyor. Türkiye’de şu an erkek egemen hükümet var. Erkek sivil toplum örgütleri, erkek siyasi partiler, Alevi örgütleri de doğal olarak onlara benziyor. Daha 13. Yüzyılda Hünkar Hacı Bektaş ‘kadınlarınızı okutun’ diyor. Bu ulu pirin peşinden giden onun düşüncelerine değer veren Aleviler de kadın konusunda eksiksiz olmak zorundalar. Başka şansları yok.

“ÖRGÜTLÜLÜK ÇOK ÖNEMLİ”

Burası bir örgüt. Örgütlülük çok önemlidir. Örgütlü olmak hayatı güzelleştiren, mutlu eden bir özellik. Bizim ülkemizde örgüt kavramı yıllarca yasak diye gösterildi. 21. Yüzyılda insan konuşan ve düşünen örgütlü bir varlıktır. Eğer örgütünüz yoksa sizin hiçbir kıymetiniz yoktur. Çünkü örgütler özellikle de bizim ikinci adreslerimizdir. Bu örgütün üyelerinin ikinci adresi de burasıdır. Kayıtlı üye değil, aktif üye olmak gerekiyor. Bu örgütlerde seçim bittikten sonra aday olan, kazanan, kaybeden herkes elbirliğiyle çalışmaya devam edeceksiniz. Çağdaş bir örgüt olacaksınız. Herkes canı gönülden kendisine verilen görevi yerine getirecek.

Hacı Bektaş Veli gibi biz de kadınların önemini kavramamız lazım. Pakistan’ın Atatürk’üa olarak tanınan Muhammet Ali Cinnah, ‘Hayatta 3 güç vardır. Kalem, kılıç ve kadın gücüdür” diyor. Kadınları yanına almayan, onları toplumsal hayata katmayan, onların sözüne kulak vermeyen hiçbir siyasi parti, sendika, hiçbir örgüt kendisini yarınlara taşıyamaz.

“ÖZGÜVENLİ OLACAĞIZ”

Bana soruyorlar. Biz kadınlar nasıl özgüvenli olacağız. Kadınların her birinin ayrı bir hikayesi vardır. Ama biz kendi hikayelerimizi anlatmaz isek başkaları bizim hikayemizi anlatır. Başka bir programda toplanacağız burada herkes kürsüye gelerek hayat mücadelelerini anlatacaklar. İnanın öyle hikayeler çıkacak ki şaşıracaksınız. Onlardan birşeyler öğreneceksiniz. Özgüvenimizi pekiştireceğiz. Sürekli kendimizi geliştirmeye çalışacağız. Önce anne olarak, eş olarak, sevgili olarak ve kardeş olarak kendimize inanacağız. Kadın kimliğimizden taviz vermeyeceğiz” dedi.

AKP iktidara geldiğinden beri kadınların büyük sorunlar yaşadığını, torba yasalarla tuzaklarla kadınların çalışma yaşamından uzaklaştırılıp eve tutsak edildiğini, örgütlü olunması halinde bu sorunların üstesinden gelebileceklerini ve birlikte mücadele edilmesinin önemli olduğunu kaydeden Yaşar Seyman, önümüzdeki 15 sene boyunca göç ve kadına şiddet konularının bu ülkede konuşulacağını, kadınların örgütlenmesinin kendilerini yarınlara taşıyacağını bildirdi.

“ERKEĞİN YÖNETTİĞİ DÜNYA KAN VE SAVAŞ”

Dünyada mesajlarını önce kadınlara anlatan kurumların başarılı olduğu yönünde bir araştırma sonucunu paylaşarak kadının hayatın özü, dönüşümü, rengi olduğunu söyleyen Seyman, 1. İzmir İktisat Kongresi’ne Atatürk’ün daveti ile 3 kadın işçi ile gitmek yerine 500 kadını örgütleyerek götüren Rukiye gibi olmaları gerektiğini bildirerek sözlerine şöyle devam etti; “Kadın kadının kurdu değil yurdu olmalı. Birbirine destek olmalı. Bütün bu erkek görünümlü Alevi örgütleri de dair olmak üzere bunu değiştirmek elimizdedir. Kadınlar her şeyin içinde mücadeleyle bugünlere geldiler. Erkeklerin yönettiği dünya kan revan ve savaş. Kadınların barışçıl diline, sevgi dolu yüreğine, çatışmasız diline gerek var. Barışı anlatan insanlar barışı dille örüyor. Bakın araştırma yaptım. Türkiye’de savaş adı daha çok. Bunu babalar veriyor. Barış adı daha az. Çünkü adamın gönlünde barış yok. Ötekileştiriyor. Herkesi kucaklaşacaksın. Kadınların çektiği sıkıntılarını azalmasını diliyorum. Erkekler de kadınları seviyorlar. Bu ülkenin kadın cinayetlerini anlayamıyorum. Dünyanın en büyük şairi nazım “Hoş geldin Kadınım” diyor. Bu ülkede kadın nasıl öldürülüyor, insan utanır ya. Sevgi paylaşma, dayanışma ve emektir. Kadınları çok seviyorum, çok güveniyorum. Kadınlar el attığı yeri güzelleştiriyorlar”

(Volkan SINAYUÇ)

Editör: TE Bilisim