Ülkemizde, kadına yönelik şiddet, kadın emeği sömürüsü, kadın bedeni sömürüsü, kadın yoksulluğu, kadın işsizliği, çocuk gelinler ve okula gönderilmeyen kız çocukları, tacizciyi, tecavüzcüyü, saldırganı koruyup kollayan hukuk sistemi, genel anlamda da AKP iktidarının kadını yok sayan gerici politikalarının kadının özgürleşmesi önünde en büyük engeller olarak durduğunu belirten Eğitim-İş tarafından günün anlam ve önemine ilişkin yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Erkek egemen toplumun kadınlara yönelik fiziki ve psikolojik şiddeti; işyerlerinde, evlerde, sokaklarda, yaşamın her alanında, artarak devam etmektedir. 2002-2015 yılları arasında 5 bin 406 kadın erkekler tarafından öldürülmüştür. Tablo bu kadar ağırken, erkek katiller ve tecavüzcülerin kravat taktıkları için “iyi hal indirimleri” aldıklarına, “tahrik indirimi”nden yararlanarak cezasız kaldıklarına, tecavüz davalarında ise kadınların “rıza”larının arandığına tanık olmaktayız.
Erkek şiddetinin giderek artmasında, AKP iktidarının din ve ahlak adına sıkça kullandığı cinsiyetçi, sözde muhafazakâr söylemlerle kadını değersizleştirmesi, namus ve ahlak anlayışını salt kadına indirgemesi önemli etken olmuştur. Anayasa’nın 10. maddesi “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” demektedir. Siyasi iktidarın görevi şiddet dilini ve öç almayı yaygınlaştırmak değil, toplumdaki bireylerin eşit ve özgür olarak hayatlarını korumaktır.
TÜİK’in verilerine göre, kadın istihdamının toplam istihdamdaki payı yüzde 26,7’yi ancak bulurken çalışan kadınların yüzde 51’e yakını kayıt dışı, sigortasız çalışmaktadır.
Kız çocuklarının okula gitmesini ziyan sayan gerici zihniyet nedeniyle bugün Türkiye’de, 2 milyon 654 bin 643 okuma yazma bilmeyen kişi sayısının 2 milyon 205 bin 315’i kadındır. Yani okuma yazma bilmeyen her 5 kişiden 4’ü kadındır.
Kadınların siyasetteki yeri de istenilen düzeyde değildir. Atatürk’ün 81 yıl önce seçme ve seçilme hakkına kavuşturduğu kadınlarımız, TBMM’de yüzde 14.39 oranında temsil edilebiliyor.
Biz, inanıyoruz ki kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez! Barış, demokrasi, eşitlik ve özgürlük gibi insani değerlerin yok sayıldığı bir dünyada kadınlara yer olmadığının farkındayız ve bu nedenle şiddetsiz ve sömürüsüz bir dünya için mücadeleyi sürdüreceğiz!
Kadınlar yaşama karşı gösterdikleri isyan ve inatla, toplumu hayata bağlayan kararlılığı armağan ediyorlar. Yeryüzüne barışı, çağdaşlığı, inceliği ve sayısız güzelliği kadınların getireceğine inanarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.”
Editör: TE Bilisim