Kadına karşı şiddet, aile içi şiddet ve eğitim ve eşitsizlik sorunu çözülmedikçe, kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasının, kadınlar açısından süregelen özel ve kamusal alanlar arasındaki uçurumun kapatılmasının mümkün olamayacağını kaydeden Aslan, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Cinsiyet ayrımı ve ayrımcılığı sadece biyolojik temelli değildir. Sosyalleşme süreçleri belirleyicidir. Cinsiyetçilik, cinsiyetin diğerinden üstün olduğunu savunan bir görüş ideolojisidir. Kadına yönelik şiddet ve istismara, kadın haklarını yok sayan sistemlere karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz.

Birleşmiş Milletler ‘Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ ve kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılıkla mücadele alanındaki en yeni ve kapsamlı metin olan ‘İstanbul Sözleşmesi’ gibi uluslararası sözleşmelerin gerekliliklerine uyulmalı, bu alanda çalışan kadın örgütlerinin, meslek odalarının ve bu alanda mücadele eden sivil toplum kuruluşlarının, derneklerin bilgi ve deneyimlerden yararlanılmalıdır.” (Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim