Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele konusunda verilen hizmetlerin kalitesinin iyileştirilmesi konusunda hizmet sunanların bilgi, beceri ve davranışlarının geliştirmelerini sağlamak amacıyla Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şubesi, Ruh Sağlığı Birimi, il ve ilçelerdeki Toplum Sağlığı Merkezi ve Aile Sağlığı Merkezinde görevli personele yönelik hizmet içi eğitimlerini sürdürüyor.
Yapılan eğitimlerde şu bilgiler verildi:
“Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan ve kadınları etkileyen cinsiyete dayalı ayrımcılık ile fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmeleriyle veya acı çekmeleriyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel her türlü tutum ve davranış, kadına yönelik şiddettir.
Kadına yönelik şiddet; yaşam hakkı, beden bütünlüğü, sağlık hakkı gibi kadınların pek çok hakkını ihlal etmekte ve insan hakkı ihlali olarak kabul edilmektedir.
Dünya çapında ve Avrupa Birliğine üye ülkelerde her üç kadından birisi, çoğunluğu eş ya da partnerleri tarafından olmak üzere fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz bırakılmaktadır. Türkiye'de ise her on kadından dördü fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalmaktadır.
Şiddetin her hangi bir türünün kadının sadece fiziksel değil, aynı zamanda cinsel, ruhsal ve sosyal sağlığı üzerinde çok büyük olumsuz etkileri vardır. Şiddetin olumsuz etkileri sadece kadınla sınırlı kalmaz, varsa çocuklarını da pek çok açıdan etkiler. Çocuklar aile içi şiddete tanık olabilir, kendisi şiddete maruz kalabilir, anne babasının boşanması ya da şiddet nedeniyle hayatını kaybetmesi sonucunda yaşamı sekteye uğrayabilir.”
(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim