Ve “kadına şiddet”, “çocuk istismarı”, “hayvana tasallut” gibi insanlığa sığmayacak iğrençliklerin ardı-arkası kesilmiyor.

ÇORUM HABER’in köşe yazarlarından, eğitimci Sami Akpınar, dünkü “İstanbul Sözleşmesi” başlıklı yazısını, “Bu sözleşmeye yapılan itiraz, erkek egemen kültürün zihinsel bir alt yapı ürünüdür. İşte asıl sorun, bu zihinsel yapının değişip değişmeyeceğidir” diye bitiriyordu.

Bir süredir ÇORUM HABER’e yazan Hürriyet’in emekli yönetici ve yazarlarından Sezai Bayar ise, bugünkü yazısında, İstanbul Sözleşmesi’nin önemine değinirken, başlıkta kullandığımız değerlendirmeyi yapıyor ve İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke olan Türkiye’nin 10 yılda bu sözleşmeden çekilme tartışmasını yaşayan tek ülke haline geldiğine dikkat çekerek, bunun faturasını yüzde 1400 artan cinayetlerde kadınların ödediğini vurguluyor.

“Cahiliye Dönemi’nde değiliz” diyen Sezai Bayar, şu ifadeleri kullanıyor: “Canların yanmaması için çözümlerden biri de ‘erkek müsveddesi’ cani adaylarını önceden teşhis etmenin, engellemenin yolları aranmalı. Ruh hastalarının aramızda dolaşmalarını önlemek için, gen haritaları mı çıkarılıp yayınlanır, geçmişi mi araştırılır, her ne hal ise bizler ve insanlık, üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Aramızdaki ‘katil adayları’nın teşhisi için, yediden yetmişse herkese sorumluluk düşmektedir.”

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim