Her ne kadar Ankara’da yaşamımızı sürdürsek de, konu Çorum ve Çorumlular olunca bedenimizin sol yanı sızlıyor. Çünkü sorunları yüreğimizde hissediyoruz.

Her gelişimizde, olumlu ya da olumsuz bir çok değişiklikle karşılaşıyoruz. Ya da değişiklikleri basından takip ediyoruz. Zaten bir sivil toplum örgütü olarak, kentimizin kültürel yaşamına katkı sağlamayı görev biliyoruz ve bu anlamda iyi hizmetler verdiğimizi düşünüyoruz.

Kentimizin daha güzelleşmesi ve turizm gelirlerinin artması adına birkaç konuyu hemşehrilerimle paylaşmak isterim.

Olumlu olarak gördüğüm ve emek verenlere teşekkür ettiğim bir konu, eski Yalçın Sineması arkasındaki eski karakolun restorasyonunun tamamlanması ve kente kazandırılması…Bence çok güzel olmuş. Çorum Kalesi’nden gelen yol üzerindeki binaların restorasyonu ve tek renge boyanması, kilit taşı döşenmesi, Velipaşa Konağı’nı da daha anlamlı hale getirecektir.

Çorum merkeze getirdiğiniz bir turist grubuna nereleri gezdireceğinizi düşünün…İl merkezinde 5 obje, ya da tarihi mekân bulamazsınız. Alışveriş yapacakları, tarihle bağlantı kuracakları bir yer yok. Aslında eski arasta buna çok uygun.

Çorum Valiliği karşısında yapılan bir meydan var. Daha önce Çorum’a gelişlerimde, çok güzel bir meydan açıldığını görmüş, mutlu olmuştum. Hayaller müthişti. Avrupa’da olduğu gibi nefes alan, insanlara ait bir meydan…

Ama yakın zamandaki gelişimde o meydan içerisinde meydan dokusuna uymayan, cephe kaplaması kare kare farklı renklerden oluşan binalar yükselmişti. Neden meydan için binalar yıkılır, ama sonra yeniden içerisine bina yapılır, anlamak çok zor.

Bu meydanda olan en güzel şey bence yerin altına yapılan araç park yeri. Keşke yer altında daha fazla kat olsaydı. Bence çok akıllıca ve Belediye adına gelir getirici… Meydan üzerine yapılan binalar ise bence yanlış olmuş. Meydanlar, o kentte yaşayan ya da o kente gelen insanlara ait olmalı. Buradaki binaların kafeterya olarak kullanılacağını basından öğrendim. Kimseye haksızlık etmek istemem, ama bir iki kişiye gelir getirecek diye yapılan işletmeler meydan kültürüne zarar verir. Çorum kaybeder. Meydanlar turizme açıldığı zaman gelir getirici olabilir.

Roma’daki Aşk Çeşmesi gibi bir yılda çeşmeye atılan paraların kente geliri 1 milyon 400 bin eurodur. Bu meydana yapılacak Kadeş Barış Antlaşması’nı temsil eden çivi yazılı tablet (farklı dillerde çevirisi ile) ve tam ortaya yapılacak Hitit kabartmalarındaki görsellerin işlendiği bir Hitit Çeşmesi, Çorumlulara çok büyük bir itibar kazandıracaktır.

Yalnız, kesinlikle sanatsal bir değeri olmalıdır. Etrafı mutlaka yeşillendirilmelidir. Meydanın adı da KADEŞ olmalıdır. Bu hikaye tüm Türkiye’ye, Dünyaya anlatılmalıdır.

Turizm bacasız fabrikadır ve maalesef Çorumlular bu konuya gereken önemi vermemektedir. Turizm sadece söylev düzeyinde gündeme gelmekte, ama hiçbir zaman eyleme dönüşmemektedir. Turizm, Çorum ilini dezavantajlı konumdan kurtaracak tek çaredir.

Biz sivil toplum örgütleri olarak bu konuları dile getirmeyi boynumuzun borcu olarak görüyoruz. Takdir Çorum halkınındır. Dünya Mirasına sahip bir kentin, sadece leblebi ile tanımlaması da ayrıca bir talihsizliktir.

Bizim gönlümüzden geçen Çorum İlinin sahip olduğu değerleri iyi işlemesi ve tüm insanlığa anlatabilmesi. Unutulmasın, Çorum hepimizin.

(Alper BİLAN)

Editör: TE Bilisim