25 yaşındaki Merve Çavdar’ın 2014 yılında Sosyal Bilimler Öğretmeni olarak mezun olduğunu ancak atanamadığı için depresyon haplarını içerek intihar etmesinin ardından bir açıklama yapan Yaşar, “Ülkemizde en son 2017 yılında yapılan KPSS sınavına eğitim bilimleri bölümünden 412.139 kişi öğretmen olarak atanabilmek için sınava girmiştir. Bu sayı dahi baz alınsa, atanmayı bekleyen öğretmen sayısı 400 binin çok üzerindedir. Bakanlığın kendi açıklamalarına göre 100 binin üzerinde öğretmen ihtiyacı bulunmaktadır. Bugüne kadar öğretmen ihtiyacı kadar öğretmen atamasının yapılmaması ve yeni mezun adaylarla işsiz öğretmen sayısı her yıl katlanarak artmaktadır” dedi.

Atanamayan öğretmenlerin ekonomik, psikolojik ve psiko-sosyal sorunlarla başa çıkabilmek için çok uzun yıllar mücadele etmek zorunda bırakıldığını belirten Yaşar, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Yaşanan hayal kırıklığı insanları bunalıma sürüklemekte kendisini değersiz ve ise yaşamaz hissetmekte günden güne toplumdan hatta ailesinden dışlayabilmektedir. Maddi ve manevi yönden yaşanan sıkıntılar öğretmenleri intiharın eşiğine getirmektedir. Yaşanan intihar olayları her geçen gün artmaktadır. Son olarak Aydın’da bir öğretmen adayı daha canına kıydı.

Atanamayan öğretmenler de dâhil eğitimin sorunlarını çözmesi gereken bakanlık yöneticilerinin “Başka iş alanlarına yönelin. Her şeyi devletten beklemeyelim” anlayışı, iktidarının öğretmen yetiştirme ve atama konusunda bir politikasının olmadığını ortaya koyar niteliktedir.

Milli Eğitim Bakanlığı yüz binin üzerinde öğretmen ihtiyacı ve 400 bin üzerinde atanmayı bekleyen öğretmen adayı varken açığı ücretli öğretmen çalıştırarak kapama yolunu seçmektedir.

Atanamayan öğretmenlerin ücretli öğretmen olarak veya özel okul, etüt ve kurs merkezlerinde düşük ücretle güvencesiz çalışmaya zorlanması, sorunun başka bir boyutunu oluşturmaktadır.

Üniversiteli işsizler arasında öğretmenler ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde işsizlik oranlarını ve özellikle işsizler arasında üniversite mezunu olan gençlerimizin oranları bilinmez gibi, Bakanlık yöneticileri tarafından başka işlere yöneltilerek atanamayan öğretmenlerin, sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen gibi güvencesiz istihdam uygulamaları dışında, kendi meslekleri dışındaki işleri yapmaya zorlanmaktadırlar. Gençlerimizi hayatın başında mutsuz, bunalımda yaşamaya zorlayan anlayışı ve uygulanan politikaları kabul etmiyoruz. Bu anlayış insanlık onuruna uymayan öğretmenlik mesleğini değersizleştiren bir anlayıştır.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim