25. dönemin Türkiye açısından çok ciddi bir kayıp olduğunu ifade eden Uslu, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Geçmiş hükümetlerimizin almış olduğu sağlam kararlarla, alt yapıyı güçlendirmiş olmasıyla, uyguladığı sosyal politikalarla kamuoyu siyasal krizi çok fazla hissetmedi. Özellikle yapısal değişiklikler konusunda sağlam bir kısım adımlar atıldı. Kanunlar çıkartıldı. Uygulamalar, pratikler var. Kayıp dönemin etkilerini toplum çok fazla hissetmedi. Faizlerin yükselmiş olması, borsadaki belirsizlik, dövizdeki yükselme vs. ister istemez topluma yansıyor. Bizim söylediğimiz istikrarın ne anlama geldiği daha iyi anlaşılıyor. Oysa ekonomik istikrarla sosyal gelişme eş zamanlı gerçekleştiği zaman anlamlı oluyor. Seçime getirmekle görevli bir Geçici Hükümet var. Ne yazık ki seçim hükümeti sosyal politikaları güçlendiren, yeni ekonomik kararlar alan bir yapı yerine Türkiye’yi bir taraftan Güvenlik konusundaki hassasiyetleri denk düşen kararlar alarak özellikle güvenlik sorununu gidermeye yönelik çabaları ile bir taraftan da mevcut daha önce oluşturduğu ekonomik istikrarı sürdürmeye çalışıyor. Ama Türkiye hızla 1 Kasım seçimlerine gidiyor. Seçimlere giderken de toplumun beklentileri var. Beklentileri bu hükümetin karşılaması çok kolay değil. Ancak yeni bir hükümet, güçlü bir parlamento desteğine sahip hükümet bunu gerçekleştirebilir. Türkiye daha telaşsız bir ortamda sorunlarını çözebilir. İçerideki telaşı da ortadan kaldırmanın yolu da ekonomik istikrardan geçiyor. Çünkü ekonomi ve siyaset birbirinden çok farklı değil. Her siyasal kararın bir ekonomik sonucu var. Her ekonomik faaliyetin de bir siyasal sonucu var. Bu gerçeği biliyoruz ve bu gerçeğe uygun olarak da 1 Kasımla bir istikrar sürecine girmek istiyoruz. 1 Kasım Seçimleri bu açıdan çok önemli.”
(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim
